18
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1647
Okunma

yokluğuna açılırken şehrin tüm pencereleri
gri perdeler rest çekiyor aydınlıklara
yüreğimde sevi
dilimde pelesenk kelimeler
bıraktığın gibiyim
taş plağın eski bir gramofona sevdası
parmaklıklar arasındaki bir mahkumun
özgürlüğe rüyası
uçurtmasını rüzgara kaptırmış bir çocuğun
mızıkçı hallerindeyim
boynumda madalyon gibi taşıdığım çaresizliğim
bir yüzü oksitlenmeye yüz tutmuş hayallerim
ve hala aldığın her nefesin
karşılığını nefesimle verme telaşesindeyim
vakit zamanın aleyhine işlerken
bize ayırdığım saatleri özgür bıraktım
hayat haklarını zalimlikten yana kullanırken
zulada biriken umutları denize attım
bilmiyorum
yokluğuna şavkıyacak kaç sessiz gün
kendimizle savaşacağımız kaç gece yine
söyle sevgili
her gün bunca salâ okunurken şehirde
adımızın okunacağı son salâya kaç saatlik ömrümüz kaldı.
Jamais vu
5.0
100% (11)