13
Yorum
0
Beğeni
4,9
Puan
2593
Okunma
Sözlerin bir kurşun kadar ağır olduğu bir sevme/sevilme sahnesinde iken;
Tüm acılara rağmen" mutluluk yakın" diyen umutlarıma bir kez daha sarılıyorum...
Kurşunların da biter...
Acılar azalır, doğumun başlar...
Kelimeler dizilir saf saf
Uykusuzluğuma sebep olan sevdan;
Aşk yitimi değil, kaybolan yıldızlardır
Güneşin doğunca
Yalanlarla öldürme…
Kederli yüzümdü tuvaline yansıyan
Ki soluk resmindi;
Bana cellat gibi son gülümseyişinde
Hani rüzgar, diner ya
Arkasından sessizlik/ koyu bir sensizlik
Yokluk; yaşamın öbür biçimsizliği/densizlik
Mevsimler de mühürlenir
Kimi zaman yağmura kimi zaman da kuraklığa
Zaman duraksamış
Akrep ve yelkovan saat çentiklerinde kayboluşun
Hani bir gün...
Ben sonsuzluğa giden sevmeleri öğrendim
Ve ölümüne aşka...
Ve sırtımda oklarla ihaneti/vefasızlıkları gördüm
Alevi yanık, sönmemiş bir mektup okurken
Özlemin tatsızlaştığını...
Hasretin bir içli türküye mahkum olduğunu anladım
Hani bir son kurşun patlar ya
Ölünce değeri artarmış insanın
Ve yine güne
Anlamsız düşünce kelimelerim
Bir söz/kurşun yalayınca teğetinden yüreğimi
Sanki rüzgarca kemirdi aşk dolu geçmişimi
Tatsız bir özlem ve yanık bir ezgiye doğru
Yolculuğum sonsuza dek.
...
5.0
89% (8)
4.0
11% (1)