3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
876
Okunma
kibrit çöplerini birleştirince
bir ev oluyor bu resim
çöpleri tutusturunca dumanına karısıyor hayaller
el işi derslerinin insana verdigi en önemli özellik buydu sanırım
elinden geleni yapabilrsin
parmağının ucuyla bu geleni silip atabilrsin...
büyüsüne kapılırsın bu hayatın
yada bu hayatın büyüsüyle
kaptırırsın kendini
biçilen rollerin şehvetine
ne bir sabah var artık
nede ertesi gün
radyo bültenlerinde adı geçen
bir tiyatro sahnesi
bahsedilen
üstü kalsın dedirtecek cinsten bir öğle yemeği
3. sınıf lokantada
üç çeşit yemek 2 lira dediği için gidilenlerden
belkide yemek icin değil
sırf doymak icin...
ne diyordum ben?
ne diyorum yada,
nede demek istemiyorum artık
dediklerimden yoruldum, susmak için
yazıyorum
yazdıklarımın ötesinde
susuzluğum
bir kadın bedeni
çözemediğim
bir özlem
vazgeçemediğim
alışılagelmişin dışında
bir akşam üzeri
bir kadının suya değerken ayakları
ne şair şairdir artık
nede kadın
şairin anlatmaya çalıştığı
buz gibi bir sevdanın tarif edilemediği için
yok sayıldığı
aksini ispat edemediği için
suçlu sayılan bir kominist gibi
sanki aksini ispat etse asılmayacak gibi
sanki asılınca
bütün suçlamalardan aklanacak gibi
sanki kafasını ayırınca bedeninden
kafasının içindekiler değişecekmiş gibi
bir kadının suya değerken ayakları
istanbul’um akşam olur
yorulmuş işten eve dönerken
her dönüşten usanmış
çiçek pasajında sabahlamak ister
bir süre içer, yine sevgilisini özler
ve sularına değen ayakları unutup
özlem’ine yazar
ne bırakıp gider boğazlarını
nede kaldıgı yerde
yazgısına eyvallah deyip
mutlu bir hayat sürer...