2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1184
Okunma
gökkuşağı gibisin
ben bir renk körü
bilmek kötü aslında renklerinin zenginliğini
bilmek ve görememek
hiç bilmeseydim o mavi denizlerin tuzunun tadını
bu kadar damağım kururmuydu düşünürken
öpülesi dudaklarının sarhoşluğunu
sanki hiçbirşey olmamış gibi
ertesi sabahlara sarkarmıydı
yarısı kullanılmadan iade edilmiş hayatların
hep icinde kalan keşkeleri
uç uca eklenip sonsuzmuş gibi
hep bir yerinde hata görürsün ya
düzeltmek istedikçe zaman geçer
ve en acısıdır
geçmişteki yaraların kabuk tutması
yolup kanatsan bir dert
kanatmasan başka
üstünde kafa yorsan dibe batarsın
yukarı çıksan vurgun yer
hep bir yanın eksik, diğer yanın seni suçlar
sen kimseyi mutlu edemez
sesin kısılır
içine gömersin
bunada eyvallah derken
yeni bir hayat filizlenir
sen yeni eyvallahlara mazeret ararken...
sen ay ışığı prensesi
sabah olmadan önce gitmesi gereken
zamanımız bu kadarmı dardı bizim
bir öpüş, bir dokunuş için bile acele ederken
yaşanılası her anı aklımızda saklayıp
yazmaya çalısırken
ne kadarını oldurabildik istediklerimizin?
ne kadarını öldürebildik korkuların?
altından kalkamadığımız icin
kaçmak en kolayımıydı birbirimizden?
hiçbirşey olmamış gibi
seninle sabahın bir yarısı buluşmak için...