2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1125
Okunma
Sen hırçın bir denizdin;
ne zaman fırtınaların patlasa
ben bir dalgakırana sığınmak
isterdim.
Sen ne zaman hırçınlaşsan;
fırtınaların patlasa
bir dost eli gibi uzanırdı
dalgakıran bana.
Dostlarım fırtınalardaki dalgakıranımdı,
hep kaçarken senin dalgalarından
gözümdeki yaş, yüreğimdeki yaralarımla
beni kucakladılar dalgakıranlar.
Sen ne zaman hırçınlaşsan;
koşulsuzca, sorgusuzca, sınırsızca
sığınabildiğim tek yerdi
dalgakıran.
Sen ne zaman hırçınlaşsan;
ulaşabilirdim hemen
atardım yüreğimdeki acı halatlarını
öyle sakin bir yer ki dalgakıran.