4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma

Gecenin bir saatindeyim, evimde…
Sokakta komşunun kınası yapılıyor,
Kurulmuş hoperlörler, mikrofon…
Herkes kınada, yalnız sayılırım.
Dışarıda, taverna müziğinden tutun da,
Her türlü müzik, mahalleyi inletiyor.
Benim elimde kalem, önümde ajandam
Masamda, bir termos çay,
Bardağımda dolu, yudumluyorum…
Bu mısralarımı yazıyorum.
“Oh be, hayat varmış…
Gel keyfim, gel !...” derken,
Dostlarım düşüyor aklıma…
Az önce, günlük sigara istikakımın
Sonuncusunu da yaktım…
“Bir de, dostlarım geliverse,
Yanımda oluverseler…!” diyorum.
Özlüyorum onları, o kadar ki anlatamam
Hasan BILDIRKİ hocamın ellerini kaldırıp,
“ Dur, bir dakka…” diyerek, sık sık
Konuşmaları bölmesini özlüyorum…
Abdullah KABAK’ın sözü kesildikçe
Her seferinde sinirlenip, kızar gibi yapmasını ,
O saf dostluk tartışmasını özlüyorum…
Mustafa KOCABIYIK OĞLU’NUN
Her konuşmaya başlayışında,
İşaretler yapıp, “ Şimdi…”
Demesi geliyor aklıma, boynum bükülüyor…
Onları izlerken, ya da dinlerken,
Benim dudaklarımdaki tatlı tebessüm,
Yine beliriyor dudaklarımda…
Gecem, onları özlemekle geçiyor,
Soğumuş çayımı yudumluyorum…
14. 07. 2004
Suat TUTAK
Saat: 21.30