10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1086
Okunma
Üstad Necip Fazıl’ın Çile isimli kitabının çok eski bir baskısı vardır. Özel bir cildi ve sarı sayfalarıyla, sık sık buluştuğum ve sevdiğim bir eser. Tüm mısraları ancak ve sadece onu düşünerek yazdım.
Mahsus bozdum cildini
Her bakışın bir başka sayfa
Bir bakışla yırttığım arsız yanın
Ve ellerimde sarımsı bir nehir
Akıp duran...
Açılıp saçılmadıkça
Unuttuğum çoğu zaman
Pencere açılsa
Uçuşsan sayfa sayfa
Körlüğüme şifa olsan.
Kara gözlerindeki her deyişle
Bir mısraya aklım takılsa.
Sokulsam yamacına
Alsam avuçlarımın soğuğuna aldırmasan
Ve unutsam günübirlik dertlerimi
Teninin tütsü kokusunda
Cilveli ama kibirsiz
Serilsen önüme yeniden bir akşamlık kaçışımda
Günü birlik buluşsak
Tek gecelik aşklarda,
Yeni cümleler doğurtsam sana
Ağulu baharın koruk dallarıyla
Sürüklesen
Sarı ırmağının kıyılarında.
Çekik gözlerinden sakınsak
Görülmüş ve dürülmüş davaların
Her birinden alnımızın akıyla
Beraate uğrasak
Orta yerinden bilerek ve istenerek
Kırılan kurşunların arasından
Sıyrılsak…
Ardımızda bıraksak
Takatsiz kalan aşkın yalandan örülü
Avuntularını…
Doğan günlere aldırmadan
Söndürsek tepe lambalarını
Sen avuçlarımda sere serpe
Uyusan ve sarılsan
Uyumayı unutturduğun çarşafların arasında.
Göz yumdursan beş dakikalık sözlerimde
Çalsan yine günlerimden birkaç ömrü
Akrebin iğnesinde…
Olsun, varsın…
Bilmelisin ki,
“Benimsin bilsin herkes seni”
Diye düşündüğümden
Mahsus bozdum cildini…