10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1899
Okunma

terkedilmiş bir şehir düşle sevdiğim
yıkılmış harabeleri diz çökmüş göğe
öyle ki hiç durmadan ağlıyor gökkubbe
ne güneşin doğuşuna aldırmış
ne de aya takılmış gözleri senelerce
terkedilmiş bir şehir düşle sevdiğim
zamanla derinleşen yağmur izlerinden çık yola
giz yok gerçekler serilmiş olacak ayaklarına
tanıdık gelicektir eski halinden eser kalmasada
derin nefes al ve ilerle karanlığından korkma
küçük bir kız çocuğu gezer bu şehrin sokaklarında
heyecanlanarak el çırptığı yıkık bir parktır aslında
yıllarca hayali kurulmuş! gözleri sen... saçları ben...
güneşi görmeye çalışır bıraktığın harabeler arasında
terkedilmiş bir şehir düşle sevdiğim
ne kadar direnmişsede yenik düşmüş fırtınalara
yabancı değil hep var olan bir şehir aslında
yaşanmışlıkları bir bir yüztutmuş unutulmaya
oysa yalnızca sana adanmıştı öncesinden sonsuza...
tarihine tanıklık edenlerde kalmamış! soranı yok... bileni yok...
zaman akmıyor yapayalnız! geleni yok... geçeni yok...
çökmüş bir imparatorluk! kıymet bileni yok...
sen ki en asil yolcu taş duvarların uğurladığı
sonu gelmiş bir saltanatın tek tanığı
asi rüzgarlar bile ayak izlerine dokunmadı
yıkımdan beri dualardaydı toz bulutları
ve bir tek onlar sardı kanayan yarama bağı
bir şehir ki
yıllarca nisan yağmurları teselli olmuş yanmış sokaklarına
ve eylül rüzgarları uçurmuş saçlarına takılan haziran çiçeklerini
kimse dokunmamış ve hiç kimse sevmemiş senin gibi...