1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2101
Okunma
-1-
Dokunulmazlıkla hücrelerde, karartma gecelerinde değilse
Şairin hem gündüzü hem lambası geceyse eğer
Topraktır şairin kanı, işlenmiş alkolle, endişeyle
Paylaşımsız, gelişimsiz daldan dala devinimsiz atlayan
Kendi ‘ben’inin körelmiş bilinçaltını sayıklayan
Dirençsiz karnındadır ‘şair’in kendisini dayatmayan anlam
Doyumsuz bir iştahla nereden üflenmişse o havaliyi yansıtan
Omzumuza konan bu küçücük sabun köpüğünden küre / balonda
Yüzümüze çarpıp dağılan görüntü / hayatlar
Bir küçücük dokunuşla kayboluveren yansıma / dünyalarla
Sözcüğün, biçimin, içeriğin, anlamın iktidarını kırma hevesi
Uzun ömürlü olmayan yalandan ibaret ‘küreselleşme’ / imaj
Bir bütünlük içindeki bilgiden, kalıcı gerçeklikten kaçış
Ve “saf, belki de boş, anlamsızlıkçılık”, ‘mızmız’lık...
Şiirin şerefine, insanlığın geleceğine saldırmaktadır!...
01 / 1998