8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1080
Okunma
İçimde binlerce resim, değişiyor her birinde sesim
Sana ulaşmaksa emelim, yetişmiyor nefesim.
Susuz kaldım, ey can, yetiş imdadıma
Sensiz her rüzgâr bu canda kopan fırtına.
Ne zaman senden yana bir harf duysam
Kemirir düşlerimi, korkudan bir dua
Kapılıp nehrin akışına, ona uysam
Çarpıyorum her defasında dört duvar betona.
Yağmurlara hasretken edilen yağmur dualarında
Gönüllerde çöl, gözlerinden düşer gül
Senden uzak geçen bunca yılın sonunda
Dönüyorum eli boş yurduma.
Mektuplarını bir zarfın içinde asmıştım duvara
El değmedi, tozlandı, rutubet tuttu sonunda
Yüreğimde bir volkan, düştü yangın bora
Okumaktan acizim, can, yetiş imdadıma.
Yollarım patikaya çıktı, saçlarımda siyahların adı
Kar düşmüşe çıktı
Yaldızlı yalanların sonu hüsrana çıktı
Bahçemde beslediğim gülün adı dikene çıktı.
Baharın adını duydum, payıma hazan
Yıllardır boşa kaynamış aşkınla dolmayan kazan
Kabuk bağladığında yaram, kanayan gece
Gündüzü mum yakıp da arayan çıktı.
Silindi hafızımda bütün kelimeler, dil lal oldu
Şen evimde sesler yitti, şarkılara hal oldu
Yokluğun göğsümde yandı hâr oldu
Avare yüreğim, şaşkın, talan oldu.
Anlatmak değil niyetim, yokluğunun acısını
Çeken bilir, giden dönmez, kalan çeker sancısını.
Yola düşen kervan bulur mu hancısını
Avare yüreğim, şaşkın, viran oldu.
Boşa geçmiş seneler diyemem amma, velakin
Rüzgârın önünde yaprak, savrulur rotasız
Çalındım yıllarca notasız sazın telinde
Dönüyor eli boş yurduma.
Sensiz her rüzgâr bu canda kopan fırtına.
Çarpıyorum her defasında dört duvar betona.
Bahçemde beslediğim gülün adı dikene çıktı.
Gündüzü mum yakıp da arayan çıktı.
Okumaktan acizim, can, yetiş imdadıma.
M.S. 2009
kahramanmaraş