3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1168
Okunma
başka bir şehrin karanlığında gibiyim..
ne yağmuru ne de rüzgarı bilmiyorum...
söylesene saçlarını ıslatan yağmur,
dudaklarımın üzerinde gezinenmidir..?
söylesene
teninde gezinen rüzgar
benim dudaklarımın arasından çıkan nefesmidir..?
uzun zamandır ağlıyordum ben
tuhaf nedenlerle
yanlızlıkla çaresizlikle
sensizlikle..
sen nasıl birşeydin ki
hayatıma girmeden önce
ben yokluğunun özlemiyle yanıyordum..
sanki yıllar öncesinden hazırdım gelişine..
kutsal günlerin toplamı
bir karnaval havasıyla dualar biriktiriyordum tanrıma..
bakışlarının sıcaklığıyla kendimden geçerken
bana ne söylesen inanırdım..
hiçbirşey demesende
hazırdım bu yıkıma..
şimdi aklını seyrimde tutabilmek için
aklıma gelen herşeyi yazıyorum..
hala korkuyorum
kelimelerim yetmiyor hissettiklerimi taşımaya..
hangi şarkıdan yardım istesem
yalan gibi duruyor..
oysa ben sadece senin yalanlarına hazırdım
hiçbirşey söylemesen bile..
resmi tatillerden biri gibiydi gelişinin rastladığı 5 mart gecesi
sonraki yıllarda kanunlara gore umursanmayabilir
ama sonraki hayatımda
solgun renkleriyle duvar takvimimde
kırmızı kalemle altını karaladığım günlerden olacak..
sonra..
’’nasıl birşeydin ki sen simdi’’ dediğim gibi
umut dediğimiz bizi uyutan saçmalık..
elimde değil ki sen diye başlayınca düşünmeye
umut etmeden durabilmek..
bugün bütün gün vapurları izledim...
en çokta gecikenleri
bekliyorum..aklımda kelimelerin
bakışların üzerimde
ellerini göremiyorum ama
çok güzel olduklarını biliyorum
yokluğum canını yakmış..
yaralarına dokunabilmek isterdim..
varlığına yetişememek içimi kanatıyor..
lütfen sus..
ağlama..
beni bekle..
akan yaşları saklamanı istiyorum..
yüzümde hissedemeyeceksem bu kelimeleri
neden yazıyorum?
öyle yorgundum ki bir ömrü dizlerimin üzerinde yaşamaktan
kış güneşlerinden
yamalı sevdaların karın ağrılarından..
bir türlü tamamlanamayan devrik cümlelerden..
kapımın önunde gezinip duran
bir türlu kapıma dokunamayan senmiydin?
aklımın ucundan geçip duran, bir türlü inanamadığım
günlerdir yokluğun için ispatlar aradığım
aleyhindeki tüm iddiaları asılsız çıkarıp
bir kez daha tutulduğum
senmiydin?
ayak seslerin icimden geliyor..
ne zaman bu kadar benim oldun?
uzun saçların,
beyaz ellerin,
yakılacak hayallerin..
benim harabelerim
ahşap bir binanın çürümüs duvarları gibiyim..
sen merdivenlerimden yukarı çıkarken
simdi seni kollarımın arasına alıp sarılsam diyorum
korkuyorum
kendi enkazımda yeni bir kayba tahammülüm yok..
ya tamamen yak
yada unut gitsin beni
hani küçük bir kız çocuğuyken sana anlatılan
ama büyüğünce unutulan
masallar gibi...