6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1382
Okunma

Zamanın çaldığını yine zaman bıraktı avuçlarıma.
İki basamak indikten sonra, gerçekti
Üstelik tam karşımda...
Gözlerinde ışıldıyordu beni tanıyor olmanın
Farkındalığı.
Yaslandım inancına,
Taşımıyordu beni ayaklarım.
Bu O’ysa eğer,
Bulamayacağımı sandığım kimdi Tanrım?
Gülümsüyordu yine her zaman ki şefkatiyle,
Gülüm küsüyordu vakitsizliklere.
Bir çay içimi zaman aktı boğazımdan,
Anılar terledi omuzlarımda,
Sözlerinde keşkeler sallanırken,
İyikilerimiz yüzümüzü aydınlatmıştı çoktan.
İç sesini de duydum,
Dış sesinin yankısından.
Söyleyemedikleri söylediklerinden fazlaydı.
Düşmüyordu korkuları yakasından,
Eskisinden daha kaçamak bakışları,
Susarak geçmesini beklediği serzenişiyle o,
Gerçekti...
Zamanın çaldığını yine zaman bıraktı avuçlarıma.
Kelimesiz düşler kurarken biz,
Kelimelerle olası düşleri yıkıyorduk.
İmkansızdı hayatı ensesinden yakalamak,
Biliyorduk...
Bir söylüyor,
Üç erteliyorduk...
Yutkunuyorduk boğazımızdan geçmeyenleri,
Yine gülümsüyor,
Güne seviniyor,
Kadere küsüyorduk...
Biz seninle,
Bir öğle vakti,
Vakitsizlik fincanlarımızda,
Birbirimizi yudumluyorduk...
Elif SEZGİN