27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2206
Okunma

İstanbul Sarayburnunda başlayan ve 22 bölümdür devam eden , 3 senedir yazılan tamamı 250 kıtayı aşan Ahhh be Mehlikâ şiirinin 23. bölümü, aynı zamanda Ahhh be Mehlikâ adlı bir kitabım var. Resim o kitabın kapağıdır.300. kıtada bitirmeyi düşündüğüm bu şiir dostların teveccühleri sayesinde bu kadar uzamıştır
saygı ve selamlarımla
Gözlerinde sancılı düşlerin istidâdı
Başka bir yerde yoktu bu ızdırabın adı
Zamanın kıskacında kıvranırken bedenin
Ve hâlâ bitmemişti aşka olan nedenin
........................................Ahh be Mehlikâ
Yüzünde gamzelerin kıvrım kıvrım yarılmış
Gümrah saç tellerine acıların sarılmış
İçeri girmek için kapıya uzanmıştım
Sanki gördüğüm düştü uykudan uyanmıştım
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Oysa bunlar düş değil el ele göz gözeydik
Yıllar sonra yeniden yeniden biz bizeydik
Gözlerin bahçedeki masaya takılmıştı
Rengi solmuş masada hayaller yakılmıştı
........................................Ahhh be Mehlikâ.
"Biraz oturalım mı" diyen sesin meyustu
An fırladı yerinden gözüm gözünde sustu
Beraberce giderek masaya oturmuştuk
Sanki geçen zamana prangalar vurmuştuk
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Bahçenin çevresini sarmıştı sarmaşıklar
Onlarda bizim gibi ölümüne âşıklar
Masanın tam ardında yaşlı incir ağacı
Yaşlılıktan kırılmış dallar nasılda acı
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Kim bilir kaç bahara sesiz ağıt yakmıştı
Kaç ümitsiz hayalde dalına ip takmıştı
Sararmış yaprakları gölge yaparken sana
Eğmişti dallarını hürmetle hatırana
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Mahzun çiçek gibiydin masada öyle yorgun
Hangi küskün hayalin sancılarında vurgun
Başını sağ omzuma dayayıp ta kalmıştın
İşte işte o anda canımı da almıştın
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Kirpiğinden yavaşça yaşların süzülmüştü
Bana bakan gözlerin nasılda üzülmüştü
Yarın Sarayburnu’na gitsek dedin yeniden
Telaşlı bir sevinçle fırlamıştın aniden
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Tam yere düşüyorken tutuyorken elinden
Sızlatan bir ah sesi yankılandı dilinden
Yavaşça bir elimi çekerken yanağından
İnce bir kan süzüldü eyvah ki dudağından
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Yüzündeki tebessüm yerini kana serdi
Bakışların son defa sanki bir selam verdi
Yorgun bakışlarının kirpikleri kapandı
İşte işte o an ki ölümüne bir andı
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Başın omuzlarımdan yavaşça yana düştü
Sanki ciğerlerime birisi kuyu eşti
Zaman mekân susmuştu akılda cinnet hali
Matemin gökyüzünde yakacaktı hilali
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Hâlsizlik gözlerine acımadan değmişti
Âsûmân kadar nazlı bakışını eğmişti
Ellerin titremeye başlamıştı bir anda
Bir başıma kalmıştım sanki koca Cihanda
........................................Ahhh be Mehlikâ.
Makberî– Ahmet Akkoyun………..02/04/2009…………….20:30………İst
...................................Devam edecek