3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1159
Okunma
Sabah soğukları yanaklarıma vurdukça
Yanaklarıma değer ufkun çizgisi
Değdikçe gölgen tenime
Avuçlarımda ömrün kalır
Gözlerimin peymânı sensin
Bakamam kimseye
Olsa da sensizlik bir ok
Unutulmazlığını alın çizgime çizen sensin.
Yüreğimin güne bakan tarafındasın
Dinle!.
Güneşin soğuğa inadı
Kurak hayatımı yeşerten damlası
Durma!.
Erdemli bakışlarınla müjde ver
Umutlarıma…
Nasıl bir fırtınasın sen
Savrulsam sen de yıkılıyorsam
Kaçsam sana çarpıyorum
Üstüne gitsem sana değiyorum
Nasıl bir dağınık zamansın sen
Saniye ile yıllar eşit
Nasıl bir istasyonsun sen
Treni unutmuş, kendini unutturmuş
Nasıl bir zulümsün sen
Visaline koşmak yerinde saymaktasın farksız
Ben nasıl bir miskinim
Mestane hayatım,miskin duruşum
Yarab.!
Bu nasıl sevdadır
Yusuf’u özleyen yakub’tan farksız.
Sana olan sevdam göğün sihridir
Soluksuz bir nehir
Avuçlara düşen kırmızı gözyaşı
Sen nasıl erdemli sevdasın
Yüzümü avuç içine koyamadığım
Sanma ki
Seni zamane gençlerinin
Dilinde kirlettikleri aşk dublajlı sesler gibi sevmedim
Ezbersiz sevdim seni
İz sürmeden sevdim seni
Unutturamayanlardan yazdım seni
Kaç ömür geçti
Kaç bedel ödendi
Kalbimdeki o kadına dokunamadım
Seni ne kadar seversem o kadar başım dikleşir-26/03/2009 saaT/ 22:24