7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2030
Okunma

bir aşkın gövdesinde
üç kurşun
gökte ay bir
göğsümde üç kişilk savaş
bilmediğim düşman
bildiğim yalan
susuyorum şimdi
ölümüm sesliliği bürümüş lal kelimelerimi
her yanım donatılıyor
renk cümbüşü
anne
anne ben öldüm
sevdanın yolunda
helal olsun bana, sevdiği uğrunda yaşamamak varsa
İthafına mazhar olan kişi
kuruyan güllerin
yapraklarını döktüğü bir mevsimdi
sessiz kalmıştı sokaklar
pencerede fesleğenler solmuş
umutsuz çocukların bakışlarında
düş olmuştu şekerler
sus olmuş bir şehrin
yalnızlığıdır çalınan şarkılar
denizin geceye seranatı
mavi gökyüzü
kızıllığında güneş
dudaklarında esrik sevda günleri.....
sebepsiz fırtınalara
yelken açıyor yüreğim
derdim
dermansızlığındadır bilesin sevgilim
bir kuşun
kırılmış kanadında buldum hüznü
bıraktım yalnızlığı
sensiz kalan sokaklara
şimdi
her haykırdığımda
adın dönüyor rüzgarlarla.....
suskun manilerin
sesli harflerinde nefes alıyordun
kan doğranmış ekmekleri kesen bıçak oluyordu hüznün
oysa yeşerecek çok fidan vardı
sen aynı bıçakla
köklerini kazıyordun.....
yağmur;
yorgun ruhunun üzerine serpişiyordu
sisli gülümsemesiyle bir şehrin
adına hüznün başkenti diyorlardı
ah zaman
zamansızlığın içinde
ne büyük yanılgı, görüyorsun Tanrım.....
sorgu duvarlarımın yüzünü kara bürümüş
oysa kelimelerimin rengi hep mavi
içime sığmayan çocuk yanım çoktan firari
dikenle telleri izi kalmış göğsünde afaki
bırakma diyorum
ellerimi bırakma herşeye rağmen
sonra saklıyorum ellerimi
ürküyorum
dudaklarımda limandan kalkmış gemi telaşı.....
el sallıyorum göğsümdeki geceye
bu ne yaman aşk savaşı
kaybedilmiş günlerin
yazgı defterlerinde ahiret hesabı.....
deniz can yılmaz