11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1577
Okunma

Hayat hikaye olmayacak kadar kısa
kurumamış vatan toprağıdır gözlerin
ışıl ışıl bakarken mavisini yitirmiş gökyüzüne
hatırlar
dünler bugünler yarınlar diye.....
ölüme susamış aşk gibidir son çırpınışlar
Tanrının kollarından akar zerdali kokulu şerbetler
sen
içtikçe daha bir güzelleşir
içtikçe daha bir ölürsün, ölümsüzlüğünde.....
sen
sen sevdiğim sınır tanımaz bir şairin şiirisin
kitabımın ilk sayfasında kurşuni kalemle adın
son sayfasına gelmeden bir kenara bırakılmış hikaye
sol yanımı dağlayıp geçen kızgın çöl güneşi
sözler, yeminler, billahiler.....
sen
sen sevdiğim tuzuna hasret bir denizsin
yanaklarımdan aşağı süzülür koca şehrin yağmuru
karanlığını kaybetmiş ışık gibidir
yolsuz
yönsüz
amaçsız.....
ben
kendine sönmüş bir volkanın
kucağından dökülen küllerim
yeniden
yine sana doğmak için.....
yüreğimde sevdan çıkmaz sokaklar
yüreğinde uzak yağmurlar getiren rüzgar
kokusunu kendi içinde hapsetmiş
yılların yılgınlığını üzerinde toplamış
sergüzeşt aymaz bir bulut.....
duasız mezarların alacasında başlar savaşlar
kararmış yüzüyle gelir çöker bir adam
elinde kedere bandırılmış bir sarımlık kağıt
parmaklarında harman edilmiş şehirlerin tütün kokusu
güneşi batırır kızılca kıyamet saçlarının dibinde
gece düşsün ister gözlerine.....
bilirsin
en berrak gökyüzü
yıldızların beyazlığında iner geceyle.................
Deniz Can yılmaz