7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1110
Okunma
önce sonbahardı.
sert ve soğuk
bilirsin,
göl kenarı sabahları uykudan yeni uyanmış
ve kiraz çiçekleri romantik muharrirlerin hokkalarında sır...
akşam üstü acılarımızdan kaçıyorduk,
yalnızdık.
çünkü vakitsizdi masallarımız
ağlarına takılan çılgın balıkçıların...
..kış geldi
ben,
bitmeyen edebiyat derslerinde
tanımadığım şairlerin isimlerini ezberlerken, yorgun,
yeşilköy’de yağmur başladı.
bilirsin.
uçakları sayarım her martta ben.
ve gözlerimden geçer posta güvercinleri
kanatlarından yaralı.
sonra bahar...
hiç yazmadığım kadar uzun şiirler yazdım
sonra hepsini yırttım,
yaktım.
ellerimin aynadaki sefil yansıması
kömür kokuluydu
ben aynalara hiç inanmadım
ve hokkalara aittim
bilirsin.
yaşlı hocanın titrek elleri
ebru teknesine titriyordu
tuna rengi gözleri vardı,
orta çağ korkuları,
toprak sessizliği.
ellerinde mürekkep izi,
kazağına bulaşmış öd...
ve sen yine, korkusuz,
masallar yazıyordun
inatçıydın, sonsuz...
deniz uzaktaydı
ve tuna,
sözlerimize köz...