Gel şiir!
Yine tarifsiz yalnızlıktayım
Kurulduğum baş köşeden
Atıldım kedi yavrusu gibi
Yersiz, yurtsuz.. ortalıktayım
Boşaldı etrafım, kimse kalmadı
Tamam mı, devam mı çelişkisinde
Ömrümle pazarlıktayım
Nedir bu serviler, dikili taşlar
Öldüm mü, mezarlıktayım
Renk yoksuluyum, ışık fakiri
Gecede, simsiyah karanlıktayım
Bedenim tutuklu, her azam bedbaht
Sanki sıhatliyim, güya sağlıktayım
Gönlüm, asude bir ummansa da
Uçsuz bucaksız..
Dimağımda biteviye kargaşa
Kendi kendimle kalabalıktayım
Ölüme kamçılar bol bol sebepler
Hayat ambarında erzak tükenmiş
Kıranda, kıtlıktayım
Tavşan süratiyle kaçar ümitler
Ardında kaplumbağa misali
Ağırlıktayım
Sarp yamaçlara kanat mı açtım
Narada, figanda, çığlıktayım
İkramlar, dikine vuran ok gibi
Vınlamada, ıslıktayım
Sıyrıldım yükten, marazdan
Katıksız saflıktayım
Gel işte, en münasip vakittir
Ne istersen, öylece
İşlenecek kıvamda, tavlıktayım
Gel şiir!
Nasıl olsa geleceksin
Çok olan sen, çoğalan sensin
Ben hala azınlıktayım
Ben hala azlıktayım