2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1678
Okunma

Bir tas zehir verin bana içeyim
Tek unutmak için acılarımı
Baksana; kırdılar kapılarımı
Yağmalandı kalbim, ömrüm, her şeyim
Kurşuna dizdiler anılarımı
Yenik düştüm bu savaşta neyleyim
Bir mezar nasılsa işte öyleyim
Unuttum en güzel şarkılarımı
Gündüzü yok upuzun bir geceyim
Yitirdim umut kırıntılarımı
Sevgimi, neşemi, bütün varımı
Çaresiz bir yokluğun içindeyim
Gömdüm içime yıkıntılarımı
Arıyor bir yarım öbür yarımı
AĞLAMAMMI LAZIM
Artık Ağlamam Lazım...
Hani herşeyi hisseden
Hani benim yarımdın sen
Yalan söyleyen de sen
Kızıyorsam sevgimdendir
Hep sevgimden
Şimdi artık git istersen
Sigaram içkim
Bitkinim bitkin
Kaç gündür oruçtayım
Artık ağlamam lazım
Kaç gündür habersizim
Adaletin bu mu senin
Şimdi hepten git istersen
Çok mu önemliydi sanki
Yalnızca bir öfkeydi öfkeydi
Bırakıp gittin sen beni
Merak eden bendim seni
Halimi hiç sordun mu ki
İşte sevgi işte sevda
Yağmur gibi sokaklarda
Korkuyorum bu gidişle
Sev dedin sevdim işte
İntikamsa aldın işte
Korkuyorum bu gidişle sonum olacaksın
Hadi canım hadi sende
Bu nasıl sevmekmiş böyle
Şimdi sensiz gecelerde
Acı veren bedenimle
İşte bir gece daha teslim oldu sabaha
Ne kadar daha sensiz
Şimdi burada yapayalnız
Beni kime teslim ettin
İstesem çok kısa da bulurdum seni
İlk sekiz günü anlatamam
Sağa dön yatamam
Sola dön yatamam
Aklımdan seni atamam
Seni seviyorum
Bu kadar konuştuğuma göre
Çok şükür bugün uyku var gözlerimde
seherli bulutlar sarıyor beni sardığı gibi
Seher kararıyor gönlüm gibi
Keşke burda olsaydın
Yani şımarsaydın hatta
Onbir gün alargada
Ve on birgün hiçbir olta atmadım tek bir balığa
Oysa bilirsin çok severim tutmayı
Tuta tuta tutulmayı öğrendim galiba
AKILMI YÜREKMİ
Sen yoktun
Günler zakkum yaprakları gibi
Birer birer dökülürken ayaklarımın dibine
Ben her gece karanlığa dikip gözlerimi
Senin aydınlığını bekledim
Sen yoktun
Binlerce adım attığım bu kentin sokaklarında
Her köşeyi her parkı her ağacı ezberledim
Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında
Seni aradım
Sen yoktun
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı
Her bir hücremin cezasını ta yüreğimde hissederken
Beni enkazın altından çekip alabilecek
Ellerini aradım
Sen yoktun
Özlem şarkılarını ezberledim
Kimini bağıra çağıra kimini fısıltıyla söyledim
Karanlığa haykırdım hasretini
Sesimi duyacaksın diye bekledim
Sen yoktun
Senden gelecek tek bir haberi bekledim
Saatler asır gibi geldi geçmedi
Çalan her telefonu
Yüreğimin deli gibi çağlayana dönen atışıyla açtım
Senden başka duyduğum her seste
Hep aynı hayal kırıklığını yaşadım
Onlar beni duymak istiyordu bense seni
Sen yoktun
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi
Karanlığın kucağına uzattım her gece
Bir an önce sabah olsun diye
Uykunun beni çekip almasını istedim
Olmadı!
Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan
Kaç gece merdivenlerdeki ayak seslerini dinledim
Gelen sensindir diye
Sen yoktun
Her akşamla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine
Ay yalnızlığın işaretiydi benim için
Beni ıslatan yağmur olmadı
Ben senin özleminle sırılsıklamdım Ağustos sıcağında
Hayat bana merhaba dedi
Uzun ayrılıktan sonra gelmez dediğim
Göçmen kuşların dönüşünü gördüm
Sen yoktun
Gökyüzünün sonsuz maviliğine umut bağladım
Sokaklarda fark ettim bekleyişlerimi
Hep sensiz arabalar geçti yanımdan
Ben yıldızların hasret türkülerine eşlik ettim
Sen yoktun
Gözümden tek bir yaş kalmadı
Onlar sana aktı sana akmalıydı
Kimselere söyleyemedim acılarımı
Bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım
Nice fırtınalar koptu yüreğimde
Dalgalar dövdü hayallerimi
Sığınacak bir liman yaslanacak bir omuz aradım
Sen yoktun