21
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1682
Okunma
uykulu göz kapaklarımı yakan kış güneşi
sıcak men/dili ile
artık ayazlarımı siliyor yüzümden
bahçemdeki saksıda biten maydanozlar
bir dakika lezzet arası lütfen...
düzü asla g/öremeyen g/özüm
ayrıntıları renkli neon ışığında yakalar
Bu/da ne?...
asi gelmiş erguvan-vari
incecik bir maydanoz
dalına ağır gelen yaprağına bakmaz!
de hadi...
kime ve ne için s/üzüldün böyle
narin tenin intihar rengi mor
ektiğim tohumun hasadı belli
yeşil ve hepsi yaşar bir saksıda
gereksiz evrimlere gebe b/ulaştın gözüme
şifa taşıyan b/ilmeksiz gülüşünle
aynada yoksa ...
utancının rengi mi vurdu yüzüne
bir sen misin güneşe maruz
Bizanslılar zamanından mı kaldın
ki asaletin rengi sadece sarayda olur
soyun!...
şimdi!
bir ha(m)le öfkeme yenik
elim gider üstüne
parmaklarım arasında kaybolursun
güvendiğin toprağa sarılan köklerin çıkar boşa
salıveririm canını maziye!
mağrur ve zarif
g/özlerimi mora çalan
narin süzülüşünün seyri göğe
biçare!
kandırma beni...
ayrık otu da değil soyun ...
beş arşın öteden
isyanın kokusu duyulur dar saksıda
ıslak toprak küf kokar
ilmeğin hazır elimde
ama....
dua et tembelim
dua et hevessiz/im
ve dua et !
ki hala yeşil -maydanoza- meyilliyim...
Zeynep Tavukçu 26/3/7