1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1167
Okunma

Attığın adım son olabilir…
İyi düşün, iyi değerlendir
Son akşam kızıllığı kadar
Kaldı vaktimiz,
Ardından gece karanlığı…
Karanlık gecelerin karanlığında
Bir kara nokta gibi sevdamız
Kaybolup yok olmaya başlayacak
Son gün zamanı kızıllığın
Yerine karanlık gelmeden
Akşamın son kızıllığı sona ermeden
Sabah olmayacak kadar uzun
Bitimsiz gece saatleri başlamadan
Belki seninle günün son anlarına
Son anların son dakikalarına
Saniyelerine gelmiş olacağız…
Gel inat etme,
İnat etme de,
El ele girelim…
Karanlık noktaların karanlık kucağına…
Son olabilir attığın adım,
Son akşam kızıllığı kadar kaldı vaktimiz,
Ardından gelense gecenin karanlığı.
İyi düşün, iyi değerlendir
Bunlar günün son kızıl ışıkları
Bu kızıllıkların ömrü kadar kaldı vaktimiz
Ardından gelen gecenin karanlığı…
Karanlık saçları gecenin
Yollarımızı kaplamadan
Yollardaki her kum zerresi
Kızıl ışıklarda,
Yakut rengine dönüp, tutuşmadan
Kan rengine dönerken ışıklar,
Sevda gariplerini boğmadan,
Gel inat etme…
İnat etme ne olur gel.
Gecenin özel vaktine
Birlikte el ele girelim…
Dağların doruklarında ufuk
Aslının saçları gibi tutuşmadan,
Kan kırmızısından,
Mor kırmızısına dönmeden,
Sözlerimi
Sevdamızı
Aşkımızı
Son kez olsun
Bir kez daha düşün…
Dönüşü olmayan yoldur bu gittiğin…
Kalbine gelen kanlar,
Taşıp ayaklarına varmadan,
Dudaklarından sızıp,
Parça parça yere düşmeden,
Boğazına hıçkırık oturup,
Düğüm düğüm olmadan,
Her attığın adımdan sonra
Dönüp dönüp
Yavru ceylan gibi
Ardına bakmadan
İçin erirken
Süzülen gözyaşların
Yanaklarından dudaklarına varmadan
Son kez bir daha düşün…
Son olabilir bu attığın adım
Akşamın son kızıllığınca kaldı vaktimiz
Bak geliyorsun son denilen
Gece karanlığına ömrün…
Sevdamız gecenin karanlığında
Son nokta olup kaybolmadan
Leyla ile Mecnun gibi
Birimiz çöllere,
Birimiz toprağa düşmeden,
Işıl ışıl mehtap
Pırıl pırıl gece
Ay karanlığa dönmeden,
Gel, duy sevdanın feryadını
Feryadını duy kalbinin,
Aşkın yüceliğine inan
İnan, sevmenin kutsallığına…
Henüz vakit dolmadan,
İki adım sonra durup,
Saç tellerini
Tek tek yolmadan,
Son kez daha düşün…
Şu ardına dönüp dönüp bakışın
Damla damla yaşların uzaması,
Zerre zerre kalbinin erimesi,
Belki de benden bu son kaçışın,
Kollarını bana son açışın,
Son nefesin, son af isteyişin,
“Ne olur, affet..!” deyişin olabilir.
Parçalanmış bir yürek,
Horlanmış bir sevda,
Hiç yaşanmamış bir aşk,
Bu son anında,
Yolunu kesebilir…
Ya da başlayan gecenin karanlığında,
Kara bir nokta gibi geceye karışıp,
O karanlıklarda yok olabilir…
Bak akşamın son karanlığı kadar
Sonlanan ömrün, son anı kadar
Kalmış olabilir vaktimiz…
17.04.2008
Suat TUTAK