İbrahim’e yakılan ateş; güllere çevirir odunsu yakıtları
karıncalar; su taşır ağızlarında güllere hayat vermeye
azad eder kalbe dikilen sarmaşık putları
çekilir çarmıhlara gölgesi; havarilerden isa bakışlı işveye
destansı sevdalar yazar;gönlü taşbaskı nakışlı
çile ile yakmaya putsu katı yakıtları


çıkalım zirvelere, kurbanlar adayalım yangınlara
serinlik versin selametlerle göllere dönsün
Nemrud’u bulsun sinekler, bir çöp tenekesinde
ilanlar asılsın putların kırık boyunlarına,
prangalar hazırlansın duygulara, kopacak fırtınalara

devşirsin zamanlar; duyguları çöken köhne emperyalden
Musa’nın denize dalıp Firavun’u boğduğu yerden kızıl kıyılara
Hirada doğan güneş;kurtulur Sevirde korku salan ellerden,
akar Bedirlere,aşar dağları, karataşlı çölleri dolar kuyulara,
Uhut olur, Hendek olur; ferah bulur gagasında cengi ebabiller’den


yakalım çalıları; cehenneme düşmesin seyrü sefer
çakıl taşlarını yükleyelim uçsun ebabiller....
filler geri durur mahpus düşer ebreheler....
sahibi hak olan Kabe’ler kurtulur,kurtulur develer


nizamına çelme takar küffarı kürenin
dili lal olur şakıyan bülbüllerin....
damaklara tat verir üşümez tüm zerrelerin
küme kurar kucağına, sefa eyler düzenlerin


İbrahimi tutkudur sende neşeli ümmetlerin
hükmü ilahiye gark olur geçen giden zamandan
uygun yana tak olur; cuşu fermandan
ömre hebadır; hakka uymayan fi andan
eylemez mateminde; sana günah açan güllerin


güller figandadır mekanını değiştireli
gül sendin, güllerse senle neşeli
Muhammed’i işveler sinelerde yerleşmeli,
gafil uçan kuşlar keskin kayalıklara düşmeli,
bütün canlar İbrahim’i tutkuyla birleşmeli.

14-02-2009 hayrettin