hadi; gel dedi ayna karşıki cama
bak bendeki masum sana
yüreğin hangisi ,kanar hangi yana ?

söyle bakalım koynumda ne var?
hadi durma; sendeki bende de var
ıslak gözlerin haline bakıp aldanma
içlenme bana yaslanmam sana
benim değil, senin için yakar ayna

laf bilmezdin söylenme gençliğin ardından
durma bak, bi daha bak gölge diye
selam söyle vakit geç oldu geceye...
rahat uyusun karanlığın ardından kalkan

tren geçti arka cepheden mavi yüklü sayfaya
hüzün çöktü yatık duran aynaya
bahçede sesler biri var galiba...
görüntü düştü içi buruk sol yana

namzet olmuş çareler gençlikten öbür yana
hadi bırak; gidelim geniş ufuklu sevdalara

yanık izler bıraktı bizim mor geceli günümüze
kılıç keser, firak düşer; ırak giden sevgimize
balık kaçar göle düşer dilden dillere
yalpa yapar güller bizden sizlere
sezgilerden bir demet gül önümüze

yak ateşin kor komşularını cehennem narıyla
istifle hayat sayfalarını göle dönsün tamamıyla

çevir kazı yanmasın....
hüzzamlarda arınsın...
içi süslü bebeklere nisbet
hasret rayihaları salmasın

bak camdaki yansıma köreltme kar kıristallerini
sobeleme sana düşen bizdeki maskeli şizofrenleri
sakın söyleme çehreme yansımış yusuf misali kuyuları
senin bilmediğin çöllerin bende durur kor hali
bak şimdi sileceğim geçmişin esürgen yanlarını
şimdi yeniden sil buğulu camlarını

mazinin izleriyle tehdit etti camın gölgeleri
merdivenleri zorla hayat herşey için yeni
kuşlar uçar, yaz gelir, ay doğar güneşli bir silsile
tellal çığırt, tımar et el değmesin bozmasın camı
dağda gezen ceylanların yaza geçer bayramı

dökme göz yaşlarını sevgili sahte görüntü
içimizi bilemez bize kazık atan süprüntü

zamanda seyahat ederken düşünecek sevgili
ne tuzaklar kurmuş iblisin ortada hali
sünger çekip geçemedim yan yattı gemi
ızdıraptan buket yaptım bir demet gül misali
hadi aç koku çeken damarlarını çek içine hortum misali



11-02-2009 hayrettin