5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
912
Okunma
Seni bir defterin arasında kaybetmiştim
Fırtınalardan arta kalan siyah kalemin ucunda
Bir harf bir harf diyebilmiştim.
Bütün güneşlerini ansızın toparlayıp
Pencerenin ucundaki aydınlığın
Sırtını sıvalayıp
Sadece bir düş bir düş diyebilmiştim.
Sisli gözlerimin arkasında kalan çapraşık
Duyguların tozunda
Savrulup düşüyordu zaman
Kurumuş yaprakların ardından
Acele etme, etme diyebilmiştim.
Buğulu camların ardında saklanan şehir
Rüzgâr kımıldamasına eşit tren sesleri
Çizgilerin değişti yağmur suları vardı yollarda
Korkularımın kapladığı caddelerin sonunda
Kaybolma, kaybolma diyebilmiştim.
Endişelerin sızlandırdığı baharların koynunda
Yine akşam çöküyor kelimelerin üstüne
Benden evvel benden sonra diye düşülen notlarda
Rotası yitik gemiler dolaşırdı ufuklarda
Kavuşmanın küstüğü, kanat çırpışlarında
Yitme, yitme diyebilmiştim.
Yollarda konuşan bir gölge vardı esen yele inat
Yılları katıp önüne gelen seslere düşen tını
Hangi günün içinde saklanmış sızı
Dipnot düşüyor, mavisi kaybolmuş gökyüzü
Unuttum, unuttum diyememiştim.
Görülen düşlerin içinde bir sığınaktı bakışın
Dönmeyen bir tek senin nazlı salınışın.
Seni bir defterin arasında kaybetmiştim
Fırtınalardan arta kalan siyah kalemin ucunda
Bir harf bir harf diyebilmiştim.
Bütün güneşlerini ansızın toparlayıp
Pencerenin ucundaki aydınlığın
Sırtını sıvalayıp
Sadece bir düş bir düş diyebilmiştim.
M.S./2009
Kahramanmaraş