9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2928
Okunma
Bu şiirin hikayesi şöyle: 1999 yılında Konyaya tainim çıktı ve evi taşıdım.Eşim önceden iki defa tümör ameliyatları geçirmişti. Zaten çok rahatsızdı. Konyaya gelince birde allerji oldu. Çok gezmeme rağmen allerjinin çaresi bulunamadı. Zaten dotorların verdikleri ilaçları kullanıyorduk ama birde tabii ilaçlar tavsiye edildi. Sizin anlayacağınız bitkisel ilaçlar.
Bir gün hem eczaneden ilaçları aldım hem de attarlara uğrayıp Murat diye bir kardeşten ardıç yağı ballarla karışım yapılmış otlardan aldım ve ve döndüm.
Kapının zilini çalınca hanım kapıya çıktı fakat rahatsızlığı nedeniyle boynu bükük elimden poşetleri aldı.
İçeri girince Tv. açık olduğunu gördüm ve baktım ki o gün sevgililer günüymüş ve sevgliniz için mesaj yazın veya gül alın gibi sözleri duyunca içim cız etti. Neden dedim iki çanta ilaçla geldinde eşine bir hediye alamadın.
Hanımı çağırdım hanı, benim sazı getir sende karşı divana otur dedim ve bu türküyü doğaçlama olarak söyledim.
Siz okuyucularıma hediyeleşmeyi unutmamanız tavsiyelerimle. Aşık Ataroğlu.
Sevgililer günü gel mahsun bakma,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Kapıyı çalınca boynunu yıkma,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Gönülde yeşerir sevginin bağı,
Sen iste, deleyim en yüce dağı,
İki şişe balı bir ardıç yağı,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Kulağına küpe, kola bilezik,
Alamadım pırlantadan bir yüzük,
Memurum, hor görme gönlüm çok ezik,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Bu günde gönüller sevgiye muhtaç,
Ama bizde dertler hep kulaç kulaç,
Eczaneden aldım bir çanta ilaç,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Söylerken terlerim bak kırcı kırcı,
Oğlanın, kızımın harçlığı harcı,
Alış veriş fişi kredi borcu,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Ataroğlu’m sevgin saz ile duyur,
Sevmeyen gönüller daima uyur,
Çıkarıp kalbimi vereyim buyur,
Hediye almadım sanma sevdiğim.
Cevap Yaz