6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1768
Okunma

Şehit Annesi,
Şehit Babası,
Şehit eşi,
Şehit çocuğu,
Şehit kardeşi olmak öylesine büyük bir onur ki;
o onurun acısı da bir o kadar ağır…
Evlatlarının resimleriyle uyuyan anneler,
bir annenin hıçkırık seslerine boğulan o kara kapkara geceler,
birbirlerine gözyaşlarını göstermemek için birbirinden kaçan aile fertleri,
cehenneme dönen bayram sabahları…
Sadece adı bayramdır;
aslında bir bayram değildir o sabah,
bayram gecesi mahşer bekleyişi gibidir,
hiç kimsenin gözüne uyku girmez sabah olur,
hiç kimse bulunduğu yerden kıpırdamak,
aile fertlerinden biriyle karşılaşmak istemez.
Herkes kendi köşesinde sesiz sesiz ağlar…
Ama çare yok,
birer birer odalarından çıkar aile fertleri baş önde;
birbirlerinin yüzünü bakamazlar.
Abdestini alan bir kurtuluşmuş gibi camiye kaçar.
Bayram namazı da bir kurtuluş değildir ki.
Ardından mezarlığa gidilir,
tanıdık tanımadık herkes ŞEHİDİN mezarının yanından bir fatiha okumadan geçmez.
Aile fertleri biraz onurlu, gururlu bir o kadar da korkarak birbirlerinden kaçarak
ŞEHİDİN mezarının başında toplanırlar,
hepsinin gözleri dolu dolu, bağıra bağıra ağlamamak için kendilerini tutarken
düğüm düğüm olur boğazları…
Mezarlıktan çıkılır ağır ağır ama o kadar ağırdır ki adımlar
eve varmak istemez bedenler…
O kaçınılmaz an gelir.
İçleri buruk bir şekilde avludan içeri girilir,
evin kapısında bir an duraklanır,
içlerden geçen tek şey vardır ( ne var o da burada olsaydı ).
Ağır ağır adımlarla ilerlerken,
gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş ŞEHİDİN anası karşılar evlatlarını.
İşte o göz göze gelme anında kıyametler kopar adeta,
o ana kadar dolup dolup boşalamayan gözler, sağanak yağmurlar gibi indirir;
gırtlarları düğüm düğüm eden sesiz hıçkırıklar,
bağıra bağıra ağlaşmalara döner.
Adı bayramdır o günün, sadece adı bayram…
Atalay
5.0
100% (1)