11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
743
Okunma
sancısı boşalırken şehre gökyüzünün
perçemlerinden dökülüyordu son hışmıyla
kudurmuş yağmurun avanak ıslatmaları
çarpıldım bir çift yeşil göze derinliğinde
can havliyle sığındığım salaş bir çayhanede
masanıza çökmüştüm farkında olmadan
başınızı bile çevirmemiştiniz umursamadan
ya da umursadınız da çaktırmadan
gül kurusu rujunuzun fincanın dudak payında ki tebessümü
yemyeşil okyanusla sevişmesiydi mor bir balığın
öksüz bir bahar doğururken tek bir bakışınız ruhumda
öylesine dikilişinize idi vuruluşum
öylesine vuruluşumdu ki kirpiklerinize tutunuşum
yüreğimin ortasında dağlar büyürken yok oluşum
artık
dağılıyorum saatlere gecenin kör darbelerin de
çöküyorum kovuk diplerinde çaresizliğime
çocuksu gülüşlerim seriliyor şehrin parkelerine
topluyorum her şafağı avuçlarımda biteviye
sizde mi?
merak mı ettiniz sebebini nedir bu diye
onu da siz bulunuz bu her ne ise
Mersaus 19/03/200……cennetin buselerin de belkide