26
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2666
Okunma

dokunduğunuz sözcükler kadar sancılıydı sesiniz
sahipsiz heceler dilinizde tökezlerken
öfkenize yenik düşüp cam fanusu tuz buz ettiniz
pusuda bekleyen gözlerinizin ayazı tetiksiz
yerle yeksan düşlerimiz…
suskun hayaller hançerlenip can verirken
yüzünüzde yine o sahte tebessümünüz…
ne çok alazın soluğunda yandı sevinçlerimiz...
oysa siz şimdi boşluğumda çürüyen bir cesetsiniz…
söz yarası kanatırmış ruhun özünü
eylül ıslağı yüzümde efkâr tüterken
ne kafiyesiz şiirler doğdu ellerime ah bilseniz!
ölümün çetelesini tutan ey hayat nerdesiniz!
kıvranan mısraların sesini neden duymazdan gelirsiniz
ki gafletle toprak kokan şiirlere
can suyu verme telaşı içindesiniz...
bu size son sözümdür!...
iç sesimin çığlığından ürken hüzün kuşları
gönül kafesini lütfen terk etmeyiniz!
sancısız
acısız aşk yaşanmaz çok iyi bilirsiniz…
……
artık karasularınızı yıkık iskelenin
moraran ayaklarından çekebilirsiniz…