3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2238
Okunma

Gazze’li Ayşe
Daha on üç yaşında
Evde annesi babası birde kardeşi
Ortalık mahşer yeri gibi alevler dört bir yanda
Dumanlar sarmıştı Gazze’nin üstünü
Yahudi bombaları yağıyordu gökyüzünden
Sabah ezanıyla uyarmışta annesi
Birlikte namazı eda etmişlerdi
Kahvaltı saatiydi
Bir ekmek biraz zeytin almaya çıktı
Ürkek adımlarla alevlerden atlayarak
Ulaştı yıllarca geldiği bakkala
Biraz utangaç biraz da sıkılgan
Veresiye aldı bir ekmekle yüz gram zeytini
Koşar adım döndü evin yoluna
Sağında solunda taşı yakan alev toplarından sekerek
Olan bitene anlam veremedi bir türlü
Neden başlarına bombalar yağıyordu
Oysa bir sapandan başka silahı da yoktu
Korkmuştu tam önündeki duvarın birden
Yerle bir olduğunu görende
Daha da sıklaştırdı adımlarını
Bakkaldan döndüğünde...
Bir enkaz olmuştu yuvası
Sekiz şiddetinde depremden beter
Yerle bir olmuş kerpiç evin her noktası
Anne baba ve kardeşi sarılmış birbirine
Ne Yahudi bombası ne alev kusan topları ayıramamıştı
Sevdiklerini.. Elleri yanık ancak kenetliydi...
Anladı ki onlar!
Şahadet şerbetini içmişlerdi.
Gazze’li Ayşe’nin kardeşinden kalan yarısı yanmış bir başörtüsü
Babasının seccadesi de aynı haldeydi
Annesinden tek eser kalmamış fistanı yanık vücuduna külden örtü olmuştu...
Sadece bir eli kardeşi Hüseyin’in boynunda
Diğer eli babasının kopan elinde kebetlenmişti.
Sel oldu gözyaşları Ayşe’nin
Ellerin açtı semaya
On beş yıldır sarıldığı sevdiklerine
Son kez baktı.. Yüzleri tanınmasa da
Derin bir hıçkırık sardı içini
Figan edemedi gözyaşları kalbine ılık ılık aktı
Sadece bir Fatiha okuyabildi
Sonra....
Sonra bir şerefsiz kurşun taciz etti sol bacağını
Yığıldı kaldı dizleri üstüne
“Rabbim beni de al anne babam ve kardeşimin yanına”
Minik elleri semada asılı kaldı
Bacağından akan oluk, oluk kan yanmaya başlamıştı
Öğrendi ki fosforluymuş attıkları bombalar
Dudaklarından:
’Allah’ım intikamımızı onlardan ve onlara yardım edenlerden sen al, yetim kaldığım gibi onların da yavruları yetim kalsın’
Gazze’ li Ayşe üç hafta boyunca hunharca öldürülen
Bin üçyüz otuz iki şehitten,
Altı bin yaralıdan geride kalan öksüzlerden sadece biriydi
Ne sığınacağı bir yuvası
Ne sarılacağı bir tek el
Kalmıştı hayatta
Çaresiz ve Umutsuzdu!
Bir el istiyordu omzundan tutunacak
Bir tek El!...
A. Baykara
21/01/2009 İstanbul