4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
975
Okunma
aynı dağlardan gelmişiz
yüksek platoların çocuklarıyız
suları kaynağından içip
bir öğün soğan ekmek
öbüründe ala geyik yemişiz
kurtlarla kuzu kapmaca oynamışız
birimiz şehir kabadayısıdır
birimiz eşkiyadır,asidir
gergefimiz fırtınalıdır
bünyemiz mağrur
ve kale gibidir yüreklerimiz
gözlerimiz dağ yeşili,toprak grisi
bir yabancının gözlerine bakar gibi
ırak bakma gözlrime
sen cizrelisin
adın reyhan
ben aşkaleden baran
coğrafya dersi ne derse desin
bu zor zamanlarda
bu rezil şehirlerde
aynı dağlardan gelmişliğimiz
hoyratlığımız
çileli ömrümüz
toprağımızın rengi gibi yüzümüze yansır
esmer ve sarışın
ve seni toprağım gibi sevdim
atalarım gibi sevdim
bu çetrefil yaşantılarda
yaşamın kalleşliği değildir bizi ufaltan
ne de azala azala sen ve ben kalmışlığımız
bu rezil şehirlerde
bizi yıpratan kaçışımızdır kendimizden
gözlerimizin birbirinden kaçışı
ellerimizin ellerimizden gizlenişi
yüreğimizin çırprnışını bastıran ellerimiz
bir tanıdık ele ölesiye hasret
ellerimiz
aynı kanın birleşmeye en çok yakıştığı
ayrık ellerimiz
bizi birbirimizden esirgediğimiz sözlerimiz
bizi ozan yanımız lal etti
sevdamız başka sözlerde ahengini yitirdi
başka sevdalar oturmadı sesimizin tınısına
sağır olduk
dönüp kendimize bakmayınca
bakmayı unuttuk
bir yabancının gözlerine bakar gibi
muallak bakma gözlerime
bu şehrin kalabalıkları kadar aşinayız
bu şehrin kalabalıkları kadar yitik