23
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1977
Okunma

bin yıldan eskidir bu tarih
bedirin ışığı vurur pencereme
sarılıp hüznüme uyurum kederimle...
tek bir çiy damlasını arzulayıp
bin hicran yakarım geceleri
işte bundandır gözyaşlarım
bundandır sürgünlüğüm Kız Kulesine
Şehr-i İstanbul´a sevdam
olamamışken Farid Farjad´a arşe
Vivaldi´nin `Dört Mevsim´i olmaktı çabam
ki bundan
tozlu hatıraları koşturuyorum
özlemle perçinlediğim kalbimi
hazan rüzgarlarına asıyorum
`çocukluğumun kaydırağı gökkuşağını´
eflatunî sevda düşlerimi
Araf´a varmadan nura tutuluşlarımı
velhasıl;
yazılan yazılmayan
şiir olamamış tüm hislerimi
hüzünlü türkülere adıyorken
sessiz çığlıklar asıyorum dilek ağacına
eziyettir mavinin aşkla sevişmesi
tutup bırakmadan
aldırmadan yakmasına yüreğimi
söndüğüm
ve yeniden defalarca yandığım halde
ki
ruhumdaki ıssızlık aşkıyla
bu kapılmalar; alevli kar boranlara
varmak adına hüzzam ütopyama
hüzünvari sevişmeler asıyorum kirpik uçlarıma
derin bir nehre akıp
Yaradana mülteci
irtihal etmek adına...
Harun Sinan