1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
955
Okunma
Bir hançerin acısını hisetin mi yürek burkan ayrılıklarda
Vurdun mu yüreğinin üstüne üstüne sertçe yumruklarını
Gidişlere boyun eğerken dumanlı bir rüzgara kapılıp
Bir sigara yakıp veyahut yumrukladın mı beton duvarları ağlayarak
Zifiri karanlıklarda yürüdün mü yağmurlarda ıslanarak
Umulmadık bir bir baykuşun haberiyle yıkıldın mı yaslandığın duvarda
Saçlarını yolarak vurdun mu yüzüne soğuk tokalarını
Öldüklerinin ardından
Beklediğin baharları kaç kez kışa kaptırdın
Çaresiz kalarak haykırdın mı suya, dağa karşı
Ben derken vuruldun mu yenikliğini kabullenirken
Ölümü arzularken veyahut çaresiz kalırken yapayalnız
Soldurduğun güllere yaslanarak duuydun mu bülbülün feryadını
Gülüstünda beğenmediğin güllerini yitirirken
pişmanlık alevinde tutuştun mu yıllarca
Ve kazamdıklarını bir muzafer sevinciyle kutladın mı süslü masalarda
Umutlarını vurdun gündüzlerini yıktın ağlayabildin mi peki
Gönül yakan ayrılıklara mecbur kılınırken
Ah çekme cesaretin bulundun mu
Ah çekerken utandın mı kendinden
Ben utandım senden.