Şeyda bülbüllerin, ötme vaktinde,
Gözüme gülecek, bir göz isterim.
Kerem yangınında, Mecnun akdinde,
Başımı koyacak, bir diz isterim.

Hasret yollarımdan, perde çekerken,
Yakamozlar suda, ışık yakarken,
Hercai menekşe, göğe bakarken,
Zemherime gelen, bir yaz isterim.

Yağmur, yaşlarıyla, öperken yeri,
Râkik adımlarla, öte’den yürü,
Hicâp yazmasıyla, yüzünü bürü,
Sözüme söz olan, bir söz isterim.

Önce hayâlini, gönderip cama,
Buğudan kurtulup, çıkmalı sima,
Aylardan Aralık, günlerden Cuma,
Ben geldim diyecek, bir yüz isterim.

Güneş gözlerini, henüz silerken,
Gece küskün Ay’dan, özür dilerken,
Dağlar eteğinde, çile sularken!
Yalnız bende kalan, bir giz isterim.

Uzatıp saçını, rüzgâra doğru,
Dilinde olmalı, efsûni çağrı,
Varsın harap etsin, bu köhne bağrı,
Nefesimden yakın, bir öz isterim.

Can köşkü ateşten, daha da sıcak,
Şâd olmalı onla, bergüzâr ocak,
Kaf dağını söker, aşkıyla kucak,
Ardından gidecek, bir iz isterim.

Makberî’yim derdi, sineme esir,
Kurşunlardan beter, etmeli tesir,
Varsın yarım kalsın, ardımdan nesir,
Yakarken güldüren, bir köz isterim...

Makberî- Ahmet Akkoyun……….28/12/2008………….01:30…………………İst