tam şu anı konuşalım istedim senle
biliyorum gevezeliğim tutacak
sen yine susacaksın anı okuyarak
konuşulanlar yine sahipsiz kalacak
kimsesiz kalacak yalnızlığım bende

anı konuşalım senle geçmişi değil.
mesela akşam yemeğinde ne yediğini,
havanın oralarda nasıl olduğunu
trabzonun sıcak mı sıcak oluşunu
anı konuşalım ve yarını-rüya gibi-

sebepsiz kavgalarımız olsun mesela
ama ayrılmak olmasın onlarda
küselim ve barışalım birdaha birdaha
ama gitmelerin olmasın o anlarda
sev sende, sevdiğim kadar olmasada

yada dur! sorabilirim herhalde
unuttun mu beni? Sad
hani ben, varya şişman, çirkin
senin için senden vazgeçen...!?
elleri soğuk, alla alla, işte o

şu an ne yapıyorsun?!
gece olunca aya bakıyor musun?
en parlak yıldızı arıyor mu gözlerin?
günlüğüne beni de geciyor musun?
yağmuru özledin mi?
yoksa unuttun mu beni?

hali karanlık odamın içim gibi
yazdıklarım boğazımda zehir gibi
en güzelini yazmak isterdim şiirlerin
aşk gibi, mutluluk gibi,
destan olmak isterdim ferhat gibi.

kopamıyorum geçmişten!
çünkü onda sen varsın
anı yaşayamıyorum
çünkü sen geçmiştesin
karalıyorum...çünkü ’’7364 265 738496786’’