0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
11
Okunma
Ben,
seni beklemekten usanmayan sabahların çiçeğiyim.
Gözlerimde doğmayan güneşin adını
“sen” koydum ilkin.
Sonra gecenin karanlık peçesini araladım.
İçimi açtım yokluğuna.
Masal yüzlü kızımızın hayaliyle yaşadım.
“Gel” demenin bin bir hâliyle andım adını.
Sesim hiç mi varmadı sana?
Sen mi duymak istemedin beni,
dünya mı çok gürültülüydü?
.
Nedir seni böyle geciktiren?
Yollar mı anlamadı seni?
Yoksa,
adımların inkar mı etti beni?
Sesime niye döndün yüzünü ?
Oysa ,
pencereme konan kuşları bile sana elçi kıldım ben.
Kapıda pusuya yatmış acıları kovdum her gün.
Gelirsen,
hangi acının beni böyle eğdiğini bilme.
İç kanamalı gecelerim sana değmesin.
Ayaklarına can kırıklarım batmasın istedim.
.
Çok değil aslında…
Yalnızca bir sabah;
üzerimde uykunun tortusu varken
kapının önüne düşen gölgeni görmek istedim.
Hayatımın en güzel melodisi ayak sesin olsun.
Kalbimin altını oyan şiirlerin sonsuz sürgünü bitsin.
İçimde susan kelimeler artık evine dönsün istedim.
Hepsi o kadar...
“Sana Kavuşmak…”
Bir günün değil,bin gecenin düşü.
Bir adımın,bin iç çekişin sesiydi.
..
Sen kalbimin ait olduğu tek ev’sin.
Ben sana kavuşmayı dilemekten usanmam.
De ki ; bekle beni.
Sen gelene kadar gözümü kırpmam.
Geceyi şahit tutarım.
Ay, kendini ikiye böler
bir yarısını benim saçlarıma,
diğer yarısını senin yollarına örter.
Zamanı durmuş bir umut hep saklarım içimde.
Eskimez,silinmez,tükenmez…
Sen geçtiğinde eşiğimden,
aşkın ayetleri iner yüzüme geceden.
...
Sen aklımın kalbime göçüsün…
Sen ruhumun İstanbul’usun…
Ben gönlümün haritasını
yalnızca senin adını taşıyan sokaklardan çizdim.
Bir ihtimalin hatırına onca gerçeğe sırt döndüm.
Vazgeçmedim kavuşmanın inadından.
Gemileri karadan yürütemem belki.
Ama Fatih in inancıyla ,
sabrıyla
ve aşkıyla ,
beklerim kalbinin fethini…
“Ya ben İstanbul u alırım
Ya İstanbul beni.”
...