1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
34
Okunma
Bugün eski sandığımı açtım…
Gittim yıllar öncesine.
İğne iplik aldığım, dizlerime bir bez serip
hayatın bana ne getireceğini bilmeden
hayaller işlediğim günlere.
Biz gençken kanaviçe yapardık.
Sadece çeyiz olsun diye değil;
umut olsun diye,
“bir gün” olsun diye…
Her ilmekte bir düş, her renkte başka bir gelecek vardı.
Kiminin hayalleri tamamlandı,
kimininki yarım kaldı.😢
Bazılarımızın düşleri sandıkla birlikte kilitlendi.
Bu dizeler,
göz nuruyla değil yalnızca,
yürek nuruyla işlenenlere…
💦💦💦KANAVİÇE💦💦💦
Bir bezdi serilen dizlerimizin üstüne,
İğne susar, hayal konuşurdu gizlice.
Her ilmekte bir yarın düşerdi içimize,
Kanaviçe deyip geçme, sır dolu sandıktı.
Göz nuru akardı renk renk ipliğe,
Yürek nuru karışırdı sessizliğe.
Bir oda, bir ses, bir ömür niyetine,
İşlenirdi umut, kader bilmeden.
“Mecbure” derlerdi, çeyize girsin diye,
Biz geleceği dizerdik ilmik ilmik geceye.
Olmadı bazıları, kırıldı nice hece,
Ama hayal ziyan olmaz, düşmez çöpe.
Bez solar, ip kopar, sandık susar zamanla,
Hatıra kalır elde, içte, avuçta.
Kanaviçe bir bez değil, bir duaydı aslında,
İşleyen kalp durur mu, dursa da anlar.
Bir sandık kapandı yıllarla birlikte,
Kanaviçe kaldı karanlık dipte.
İşlenen hayaller durdu yarı yolda,
Nice “sonra” kaldı söylenmeyen sözde.
Ve sonra biliyor musun…
Zaman geçti, ipler aynı renkte durdu,
Ama ömür başka bir yere savruldu.
Kanaviçe bekledi, kader acele etti,
Bazı hayaller sandıkta sessizce eskidi.
Gülhatun Ruhumdan Şiirler...
5.0
100% (2)