böğürtlen reçeliyle yulaflı ekmeğin ağzımı burnumu kırdığı yerdeyim kırlangıç olma derdinde ellerim bütün işleri bitirip çekirdek yemeyi hayal ediyor ahşap masanın dizleri dibinde anlatmak istediğim gözlerine kurban olup olmamak arasında gidip gelen mutlak kibirle öğütülmüş bambaşka bir ruh eşyasıyım istesem bir daha bu kadar uzun cümle kuramam Martha
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bu metin bir anlatıdan çok bir hâl gibi duruyor; sanki sözcükler bilinçli olarak nefessiz bırakılmış. Noktalama eksikliği bir kusur değil, tam tersine “ağzım burnum / hasarlı” dizesinin biçimsel karşılığı.
Kısa bir çözümleme yapayım:
1. Duyusal sertlik “böğürtlen reçeliyle yulaflı ekmeğin ağzımı burnumu kırdığı yerdeyim” Tatlı ve masum imgeler (reçel, ekmek) fiziksel şiddetle çarpıştırılıyor. Bu, gündelik olanın bile artık güvenli olmadığını hissettiriyor. Hayat sert; en yumuşak şeyler bile çarpıyor.
2. Kaçma arzusu – kırlangıç “Kırlangıç olma derdi” hem göç hem hafiflik isteği. Ama ellerin hâlâ “bütün işleri bitirme” yükünde. Ruh uçmak istiyor, beden sorumlulukta takılı.
3. Ev içi sahnesi ama huzursuz “ahşap masanın dizleri dibinde” Ev sıcaklığı var ama bir sığınak değil; diz dibinde olmak çocukluk, korunma çağrışımı yaparken metnin genel tonu buna izin vermiyor.
4. Aşk–teslimiyet gerilimi “gözlerine kurban olup olmamak arasında gidip gelen” Sevgi ile kendini kaybetme arasındaki çizgi çok net. “Kurban” sözcüğü bilinçli ve sert: aşk burada romantik değil, tehlikeli.
5. Kimlik kırılması “mutlak kibirle öğütülmüş bambaşka bir ruh eşyasıyım” Kendini “eşya”ya indirgeme var. Ama bunu yapan özne bunun farkında; bu yüzden metin pasif değil, acı çekerek de olsa bilinçli.
6. Martha Sonunda gelen “Martha” bir adres mi, bir tanık mı, yoksa iç ses mi? Metni bir anda kişiselleştiriyor ve kapatıyor. Ardından gelen “istesem bir daha bu kadar uzun cümle kuramam” yorgunluğun, tükenmişliğin itirafı.
Genel ton: Parçalanmış, ironik, kırılgan ama zayıf değil. Daha çok hasarlı bir direnç var.
başta bi böğürtlen reçeliyle, yulaflı ekmeğiyle ağzımı sulandırıyor sonra da bi bakıyorum ağzımı burnumu dağıtıyor bu nasıl bi şey arkadaş, şaştım kaldım!
bunu ancak sen yapabilirsin biliyosun değil mi?:) ciddi ciddi nerde olduğumu, hangi kırılma noktalarından geçtiğimi, kısa olmasına rağmen o bir cümleyle sorgulatan şiir.
ruh eşyası, masanın dizleri dibi gerçeklerden kopup kendi şizofrenisini haklı çıkarmış şair. bugün kelli felli bir psikolog böyle geveliyordu. ben de omuz büktüm tabii şiir enfes lezzetli olmuş.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.