2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
36
Okunma

Bak… yine gidişin geldi aklıma
Kalbime çivilediğin o ayrılık,
sanki eski bir oyuncak trenin
kayıp bir rayda çıkardığı ses gibi
döndü dolaştı içimde
Hafif bir yağmur başlamıştı önce;
bulutlar bile seni götüren otobüse
şemsiye olmak ister gibiydi
Eski garajın orada
bir otobüs aldı seni —
ben ise, kalkmayan bir peronun
unutulmuş yolcusu oldum
Şimdi,
beni yapayalnız bıraktığın o eski garajı yıktılar
Belki de içindeki bütün vedaları
bir çiçek saksısına doldurup
pencereden aşağı döker gibi yıktılar
Yeni garaj,
kim bilir…
başka sevenlerin kalbini de
aynı boş koltuğa oturtur mu?
Bilemem
Benim bildiğim,
bir gidiş her zaman iki kişiyi ağlatır;
bilet tek kişilik olsa da
ayrılık, çift kişilik bir hikâyedir
Ve son söz…
Keşke beni de yıksalardı o garajla birlikte;
tüm taşlarımı yeniden dizerken
adı “sen” olan bir bahçe yaparlardı içime…
Hüseyin Çomak
Denizli 2012
5.0
100% (2)