0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
48
Okunma
Kocaman bir nehirdin,
ben ise kiyisinda bir söğüt dalı.
Hazanın harmanında kavruldu gönül yaprağı.
Aşk yeli vurdu sineme, düştüm seline,
Gaybına sefer oldum, vurma kalbimden beni,
Verme elâlem diline.
Aşk deryasına kavuşmakmıdır niyetin.
Selinde kirli bir köpüğüm.
Seni sevmenin bu mudur diyeti.
Yoluna düçar olmuşum,
Esaret zinciri boynumda.
Gözün görmez ki beni,
Bilmiyorum ki, kimler uyuyor şimdi koynunda.
Aşk deryası kocaman bir Umman,
Ben ise kıyısında bir garip.
Derdimin dermanı sensin ey yâr,
Aşk yarası bu ki; neylesin tabip.
Gözlerinin karası uçsuz bucaksız boşluk.
Erimine gücüm yetmez, nedir bu,
ufkuma düsen sızı ve hoşluk.
Yüzün ay, kaşlarında hilâlin en son hali,
Sevilenler bahtiyâr ki; ne olacak sevenin hali.
Aşkının kölesiyim, bitmez ızdırap.
Ey aşk, ne büyük bir acısın ki;
Ne olacak benim halim ya rab..
Ezelden ebede gidilen aşk yollarında
Tükenmez ki acılar.
Kimi aşık çöllerde seraba revan,
Bir yudum suya ah eder durur.
Ayrılık ne büyük azap ki;
Sevilen seveni kalbinden vurur.
Minnet etmesem diyorum ki;
Gönül vazgeçmiyor sevmekten.
Bu öyle büyük bir tutku ki,
Izdıraptan dolayı kan damlıyor yürekten.
Kızıl bir yapraktım ya,
Kuruyup gitseydim keşke kazal olup bağımda.
Ey nehir kutsadım seni,
Alıp sürükledin, esir aldın,
Aşk denilen bu yolun sonunda.
Aşk deryasına sürükledin beni ya,
Rotam şakınlar rotası.
Sandalım şu alıyor ey yâr!
Bir el at ki, sürsün bu aşkın sefası.