1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
88
Okunma

Her mevsim ölüm mevsimidir,
çünkü her şey bir gün yorulur;
yaprak düşer,
rüzgar susar,
dağların omuzlarına çöken sis
kederin adını seslenir.
Toprak bile bir anlığına nefesini tutup
yorgunluğunu gizler...
Her mevsim bir şey alır insandan,
bazen gençliğin hızlı adımlarını,
bazen kalpte yarım kalmış bir cümleyi,
bazen bir bakışın sıcaklığını.
Çünkü ölüm sessiz bir misafirdir
ve kapıyı çalmadan girer içeri...
Ama bahar…
Bahar doğum mevsimidir;
dünyanın ikinci kez yaşamaya karar verdiği o ince an.
Ağaçların damarlarında gizli bir kıpırtı yükselir,
kırık dallar yeni filizlerle
yeniden anlam bulur.
Toprak çatlar önce,
sonra içinden bir umut çıkar,
utangaç ama kararlı...
Bahar,
ölümün bile yenemediği o sıcak sözdür:
“Her şey yeniden başlayabilir.”
Bir kuş kanadını açar,
gökyüzü genişler,
rüzgarın sesi değişir;
insanın kalbi bile kendi içindeki karanlığa
bir ışık daha ekler.
Bahar, iyileşmenin adıdır.
Yavaş, sessiz, derinden...
Her mevsim ölür hayat biraz,
ama bahar
her şeyi yeniden diriltir.
Bir çiçeğin kokusunda,
bir çocuğun gülüşünde,
bir annenin avuç içi sıcaklığında
yeniden can bulur dünya...
Ve insan anlar ki:
Ölüm her yere dokunur,
ama bahar her şeyin içinden geçip
hayata yeniden “ol” der.
Belki de bu yüzden
dünyayı kurtaran şey,
her baharda doğan o küçük,
o inatçı umuttur...
Zeynep Rana-01.12.2025-Balıkesir-Erdek
5.0
100% (3)