Kalem öksüz kalsa, reçete yetim;
Dertlerim dermanı, arar bulur mu?
Menzile yürürken hep santim santim;
Daha başlamadan, bitmek olur mu?

Gönül gözyaşını sildiyse eğer;
Çileyi mükâfat bildiyse eğer;
Hakkın nasibiyle geldiyse eğer;
Sevdayı başından atmak olur mu?

Her nefes alışta anarken yürek;
Damlayı deryalar sanırken yürek;
Aşkın ateşiyle yanarken yürek;
Hasret bacasından tütmek olur mu?

Bakmaya doyamam gözleri cennet;
Melekler resmetmiş yüzleri cennet;
Başka mekân neymiş, dizleri cennet;
Kuş tüyü yastıkta yatmak olur mu?

İstesin şu ömrüm yoluna serer;
Yüreğim yanında murada erer;
Yar bana dört mevsim gülleri derer;
Yaban bahçesinde ötmek olur mu?

Muhabbet nöbeti beklemek varken;
Vuslat saatini yoklamak varken;
Sımsıkı sarılıp koklamak varken;
O pamuk elleri tutmak olur mu?

Dokunma yaralar, kabuk bağlasın;
Merhem feryat etsin, neşter ağlasın;
O beyaz kefenler kara bağlasın;
Çağrılmadık yere gitmek olur mu?

Ali ALTINLI – 01.12.2025
Saat: 17:21