2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
115
Okunma
– Sanığa son sözü soruldu.
– Sayın hâkim, babam bana Çin sarayını kırk kişiyle basan Kürşad’ın ismini vermiş. Sonra ben on dört yaşında Kuleli Askerî Lisesi’ne, devlete, millete ve askerliğe âşık olmuşum. Siz beni âşık olduğum için tutuklayacaksınız. Aşk deliliktir. Yaptıklarımdan pişman değilim. Keşke daha fazla zalim canı almak nasip olsaydı. Sizin önünüze koyulan yalan yanlış dosyalar, göklerden omzumuza düşen yıldızların parlaklığını söndüremez. Hiçlik makamı bizim; varlık içinde yokluk makamı, bize bu anları yaşatanların olsun.
Esaret altında yazdığım bu şiir tüm milletime armağan olsun…
BÖRÜ’NÜN PEŞİNDEN
En zirveye çıkıp ulusun kurtlar,
Kurulsun otağlar, serilsin postlar.
Var mı böyle diyar, söyleyin dostlar;
Uğruna uykusuz kaldım vatanım,
Sarıldım koynuna, daldım vatanım.
Tenlere can verir güzel toprağı,
En güzel manzara kutlu bayrağı,
Bütün âşıkların sonsuz durağı;
Dokusu, kokusu nimet vatanım,
Denizi, yeşili cennet vatanım.
Merhamet sandalı durur özünde,
En değerli maden dünya gözünde,
Yalancı bir tarih yoktur sözünde;
Soysuzu, sopsuzu ezer vatanım,
İmkânsız aşklarda gezer vatanım.
Varlığın yokluğa kuruyor sistem,
Şairler coşuyor, durmuyor kalem,
Yürekler yanarken vurmuyor sitem;
Kavrayan gölgeni sevdim vatanım,
Her bir karışını övdüm vatanım.
Kurt gibi yaşadın, havladı itler;
İçinde, çevrende kansız namertler.
Bağrına gömüldü nice yiğitler;
Ardından giderken güldüm vatanım,
Can verdim uğruna, öldüm vatanım.
Vurun kelepçeleri jandarmalar; özgürlüğe gidelim…
Furkan AYDOĞAN (ÇERİ)
5.0
100% (3)