4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
94
Okunma

“En sevdiğin şarkı unutuldu.
Hayallerin zaman aşımı dün güneşin batışında doldu.”
Zamanın en hesapsız yerinde aklıma düştü.
Sahipsiz küllerin üzerine esen, aheste bir rüzgâr gibi geçti.
Unutmayı istemekle; özledim diyemediğin gülümsemesinde
Bir bir incinen bam telimin üzerine acılar üşüştü.
Suçluyu aramak, yükü üzerinden atmak gibi…
Acılar tenime sinmiş; yıllar geçse de çıkarmak boşa çaba.
Susmak aşk için… Aşk, bu hikâyede en masum olan;
Dönüp gittiğin an gibi varlığımı anlatmak boşa çaba.
Zaman her şeyin ilacı olacaktı ya hani?
Hiç olup, yakıp gemileri; karşısında içtiğim sigarada,
Dalgalara kulak verip duman altı kalışımda suretin üzerime sindi.
Kasvetin dağılacağı güne dek,
“Belki” demek bile gelmese de içimden;
Hasretin her zerresinde suçlu benim.
Suçsuz olan sadece aşk.
Aşk; senin suretinde , yüreğime kasvet.
Kelimelerim sarsa da o tenini,
Sitemler incitmesin yüreğinin incisini.
Olur da ararsan eskiye dair herhangi bir şey;
Kadermiş dediğimiz her satırın içinde
Seni ısıtacak birkaç dize bıraktım sana.
Sarılmayacaksan öyle içten ,
Sormayacaksan geç kalışın manasını
Buruşturup attığın müsveddeleri yak gitsin.
İşe yarasaydı zaten , şairin şiiri olmazdın
Ayrıda düşmezdik, yazmazdım senli şiir.
Şimdi , suçlu kim?
Şair Kim ?
Kimsesiz kalan aşk kimin...
Yunus Özkan
5.0
100% (4)