4
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
318
Okunma

dalgalar vurdukça limana,
bir fasıl anı uyanır uyuyan
kemanda hatırlar dökülür yorulan
köpüklerden,bir zamanlar
saklanan sesler
şimdi suyun içinden bakar bana
aşkımın izlerini taşır tahta iskele,
ayak seslerin gitse de baharımdan
sana bakan gözlerim hâlâ ıslak
kurumak bilmiyor
sen bilmiyorsun
ey ceren bakışlım
kabuslarımı suya üflemek
isterdim tan vaktinde
amma güneş her sabah
doğmuyor üstüme ,
tabi sen
bilmiyorsun
deniz çekilirken içine
bir kaç sayfayı da unuttum kıyılarda
belki geçersen ordan bulup okursun
söylenmedik üşüyen nameleri,
arkamı dönmeden önüne
yürümek isterdi ayaklarım, her zaman,her vakit,
bir yanım yarım ,bir yarım eksik,
bir yanım sende kalır diye ,
yetim kalacaklar diye ,yüreğim ikiye bölünürcesine
korkardım,
bilmiyorsun
sanki okyanusta salınan bir gemiyim dalgalardan girdap olan,
başımı ağrıtır dı ,
değirmende dövülüp ezilen
buğda tanerleri ezilirken
kıvrılıp çaresiz kalan,
bazen de lodosa kılıç çeken
çocuk gibiydim güç gösteren
olmadı ,
şarkı söylerdim büyülemek için
fakat mücadeleden vazgeçmezdim zafere ulaşmak için
gördüğün gibi bunları yazıyorsam sana ,
henüz batmadı gemilerim
limanda bağlı ,hazır bekler ,
yelken açmaya ya da uçmaya da
çünkü bazı acılar vardır telaş verir sarsar insanı ,
aklını başına devşir der gibi, zaman ister kimbilir yaraların kabuk bağlamasına,
fakat,
hiç dermansız değilmiş hiç bir dert,
şimdi dinle bak ,dinle
duruldu, yoruldu dalgalarım,
tabi sen
bilmiyorsun,
bilmiyorsun .
Ayşe Kavak
5.0
100% (7)