0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
61
Okunma
Alakayı kestiğin insanlara
sorma artık “nasıl” diye,
hatırlamak bile lütufken
merak etmek fazlasıdır kalbinin…
Gönlünün geçip gittiği sokaklara
gözün dönüp bakmasın,
sen ki bir kez vazgeçtin,
bir daha aynı yerden sınanma.
Bazen insan,
kırılanı tamir etmeye çalışırken
kendini paramparça eder farkında olmadan.
Bazen bir ses, bir iz, bir gölge…
hâlâ içinden geçiyormuş gibi olur
ama geçmez,
sen izin verdikçe oyalanır,
sen baktıkça çoğalır,
sen sustukça derinleşir.
Bırak…
Kalbinin kapısından geçenler
geri döndüklerinde aynı yeri bulamasın.
O yol artık büyüyen yanın,
o köprü artık geriye değil,
ileriye kurulu.
Eski adımlara yeni izler bıraktırma kendine,
yürüdüğün her santim
senin için açılmış bir hikâye olsun
onlar için değil.
Merak dediğin,
insanı en çok geriye çeken zincirdir.
Düştüğün çukura bir daha bakma;
çıkmışsın işte,
nefesin temiz, göğün açık, yolun aydın.
Geride kalanlar senden değil,
sen geride kalandan vazgeçtiğin için oradalar.
Bunu kabullenmek,
insanın kendine ettiği en büyük iyiliktir.
Bir insanı hayatından çıkarıp
merakından çıkaramadığında
bitmeyen bir hikâyeye dönüşür yorgunluğun.
O yüzden…
Soran gözlerini sustur,
öğrenmek isteyen kalbini ikna et,
“Benim işim bitti.” de,
“Benim nasibim bu değildi.” de,
“Ben yoruldum ve tamam.” de.
Ve unutma;
gönlünün geçtiği yerde
gözünün işi yoksa,
demek ki kalbinin de yoktur artık.
Bazen en büyük zafer,
sessizce geri çekilip
kendi yoluna devam etmektir.
Sen yoluna bak…
Dönüp bakanlar olursa
onlar da kendi unutamadıklarına baksın.
Senin kalbin,
çoktan yeni bir sabahın kapısını aralamışken
gecenin hesabına dönme.
Ve bil:
Kimseyi merak etmeyen kalp,
en büyük huzuru hak eder.
Çünkü merak,
geçmişe takılmanın adıdır…
Huzur ise geleceğe yürüyenin.
Kadir TURGUT
5.0
100% (2)