0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
45
Okunma
Sende haklıydın…
Kim ölmüş bir çiçeği penceresine koyar ki yeniden solsun diye?
Ben seni yaşatmak isterken,
kendimi gömdüm o saksının dibine…
Sana değil,
kendime kırgınım en çok…
Kendimi sana layık sandığım,
senin sessizliğinde sevda aradığım için.
Bir umutla suladım seni,
her damlası kendi canımdan gitti…
Oysa sen çoktan başka bir baharın,
yabancı bir rüzgârın esintisiydin.
Ben hâlâ pencerede bekliyorum,
solmuş bir sevdanın gölgesinde.
Senin değil belki ama,
benim kalbim çoktan kurudu içimde…
Ve anladım…
Sevda bazen ölmez, sadece un ufak olur içte,
ama insan,
en çok kendini sever sanarken kaybeder kendini…
…Ve işte, gecenin en sessiz yerinde
adını fısıldamaya bile utanıyorum artık.
Bir zamanlar dua gibiydi dilimde,
şimdi lanet gibi dönüyor dudaklarımda.
Bir sen sandım dünyayı,
bir gülüşüne kurban ettim ömrümü.
Oysa sen giderken bile dönüp bakmadın,
ben her adımında biraz daha öldüm.
Kırgınım kendime,
yara yerine seni koyduğum için,
iyileşeceğimi sanırken
kanayan yanımı daha da derinleştirdiğim için.
Bir ben vardım o aşkta,
sen çoktan başka bahçelere konmuş bir kuştun.
Ben seni cennet sandım,
meğer cehennemmiş gözlerinin içi…
Şimdi ne seni suçluyorum,
ne de sevgiyi kirletiyorum artık.
Sadece kendimle helalleşemiyorum —
seni tanıdığım günle başlıyor tüm kaybım…
Artık susuyorum…
Ne sitemin kaldı anlamı, ne duanın.
Bir mezar gibi sustu içim,
üstümde senin adın, altında ben yatan.
Sende haklıydın —
kim ölmüş bir çiçeği penceresine koyar ki yeniden solsun diye?
Ben kendi ellerimle gömdüm kalbimi,
bir daha kimse sevmesin diye.
Şimdi her nefesim biraz eksik,
her sabah biraz ölüm kokuyor üzerimde.
Ne seni geri isterim artık,
ne de o eski hâlimi kendimde.
Bir ben vardım, bir de senin gidişin…
İkisi de yakıyor hâlâ içimi.
Artık bil —
Sana değil,
kendime kırgınım…
çünkü seni sevmek,
benim intiharımdı sessizce.