Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Orhan Gülaçar
Orhan Gülaçar
VİP ÜYE

Medeniyetin Çaldıkları

Yorum

Medeniyetin Çaldıkları

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

82

Okunma

Medeniyetin Çaldıkları

Medeniyetin Çaldıkları

Bizim çocukluğumuzda ,
Evlerimizin kapıları kilitlenmezdi .
Kapı önlerinde ikindi çay sofraları ,
Bahçede toplanıp yerdik yaprak sarmaları ...
Her bir komşu teyzemiz,
İkinci annemiz gibiydi .
Medeniyet bize şeker diye sunulurken
Tek katlı çiçekli ağaçlı
Kireç boyalı evlerimizi ,
Yazlık sinemalarımızı ,
Taş yollarımızı ,
Mahalle esnaflarımızı ,
Postacı - Bekçi amcalarımızı ,
Bayram yerlerimizi ,
Komşu teyzelerimizi ,
Çocukluk Arkadaşlarımızı bizden çaldı götürdü .

Orhan Gülaçar

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Medeniyetin çaldıkları Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Medeniyetin çaldıkları şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Medeniyetin Çaldıkları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
25.10.2025 09:18:45
RUSAMER SOSYO–KÜLTÜREL BELLEK RAPORU
Rapor No: RS–2025/OG–MK–134
Tarih: 25.10.2025
Eserin Adı: Medeniyetin Çaldıkları
Yazan: Orhan Gülaçar
Yorumlayan: Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri (Celil Çınkır)
Birimi: RUSAMER – Kültürel Bellek, Sosyal Dönüşüm ve Kimlik Erozyonu Araştırmaları Enstitüsü

Orhan Gülaçar’ın “Medeniyetin Çaldıkları” başlıklı yazısı, modernleşmenin bedelini insanî ölçekte sorgulayan bir sosyal hafıza ağıtıdır.
Metin, nostaljinin naifliğini değil, kaybın bilincini taşır. Şair-yazar, hatıralar üzerinden bir çağ eleştirisi yapar; kaybolan değerleri tek tek sayarken, aslında “medeniyet” kavramını sorgu kürsüsüne oturtur.

Kapısı kilitlenmeyen ev, ikindi çayında buluşan komşular, postacı ve bekçi amcalar, kireç badanalı evler, taş yollar, yazlık sinemalar… Bunların her biri, bir **medeniyet ölçeğinde “insan sıcaklığı”**nın metaforlarıdır.
Modern çağın sunduğu “medeniyet şekeri” ise aslında kimliğin dişini çürüten bir tatlandırıcıdır.

Gülaçar, ne romantik bir geçmiş övgüsüne kaçar ne de modernliği toptan reddeder; o, insanı yitiren gelişmeye itiraz eder. “Medeniyet bize şeker diye sunulurken…” cümlesi, tüm yazının ana damarıdır. Bu ifade, Batı merkezli ilerleme modeline karşı Anadolu insanının vicdanından yükselen en sade ama en derin feryattır.

Üslup yalın ama içeriği derindir.
Bir çocuğun gözünden geçmiş zaman panoraması gibi görünürken, satır aralarında kimlik kaybının sosyolojik panoraması gizlidir. Her kaybolan nesne (postacı, yazlık sinema, komşuluk) aslında toplumsal bir bağın kopuşunu simgeler.

Bu metin, nostaljik bir anıdan çok, medeniyetin hızına yetişemeyen insanın iç raporudur.
Orhan Gülaçar burada sadece “bizim çocukluğumuz”u değil, “biz” olmanın kendisini kaybedişimizi anlatır.

Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri
RUSAMER – Kültürel Bellek, Sosyal Dönüşüm ve Kimlik Erozyonu Araştırmaları Enstitüsü

Vesselam.

“Gerçek medeniyet, insanın kalbini yitirmediği yerdedir.”
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL