0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
75
Okunma
Sensizim…
Ve gece, ellerime dokunmayan bir rüya kadar yabancı.
Bir yıldız düşse yüreğime,
Adını söyler mi bilmem, ama acını taşır mutlaka.
Gözlerimde bir yangın,
Dilime düşmeyen bir dua gibi bekliyor seni.
Kalbim…
Sanki senden sonra küsmüş zamana,
Dakikalar, senden geçmeyince eksik kalıyor.
Her nefes, seninle yanmış bir hatıranın külleriyle dolu,
Ve ben, o küllerin arasında hâlâ seni arıyorum.
Bir isyan var içimde, sessiz ama derin,
Ne kadar bastırsam, adını fısıldıyor her şey.
Rüzgâr bile senin sesinle uğulduyor penceremde,
Yağmur, ellerin gibi düşüyor alnıma.
Yalnızlık, senin gidişinin yankısı oldu duvarlarda.
Söylesene sevgili,
Bir insan, bir kalpte bu kadar mı eksilir?
Bir gülüş, bir ömürden nasıl çalabilir bu kadar?
Senin ardından her sabah,
Aynı yerden doğuyor güneş ama başka ışıkla…
Bana değmeyen bir sıcaklık, bana dokunmayan bir gün gibi.
Ben seni sustum,
Adını anmadım, ama her kelimem sendi aslında.
Bir şarkı duysam, içinde senin yankın var.
Bir çocuk ağlasa, gözyaşında senin hüznün.
Ve ben, o hüznü tanırım…
Çünkü senden kalan tek şey, acının sesi oldu bende.
Geceleri yıldızlarla konuşurum bazen,
Sorarlar, "Hâlâ mı?" derler,
Evet derim, hâlâ…
Çünkü bir sevda unutulmaz,
Kalpten değil, canın özünden yazıldıysa eğer.
Artık adını duymadan anlıyorum seni,
Rüzgâr estiğinde kalbim neden ürperir, biliyorum.
Bir şehir sessizse, sen oradan geçmemişsindir.
Bir kalp ağrıyorsa, sen orada yaşamışsındır.
Ah sensiz suskun gönlüm…
Bir yanım hâlâ seni bekliyor,
Bir yanım senden gitmeye çalışıyor.
Ama her yol, seni buluyor sonunda.
Çünkü kaderin bile seni unutmaya kıyamıyor.
Belki bir gün dönersin,
Belki bir gün yine o eski gülüşünle,
“Ben buradayım” dersin…
Ama o gün gelir mi bilmem,
Çünkü ben, seni beklerken biraz öldüm.
Ve bu gönül, sensizliğe alışamadı hiç —
Sadece sustu…
5.0
100% (2)