17
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
409
Okunma

Yapraklar döküldü, kar düştü başa
Eşinden ayrılmış bir garip yolcu.
Kederini katmış gözdeki yaşa
Hayata darılmış bir garip yolcu.
Bir yastıkta altmış sene iki baş
Gâh-i dertdaş oldu, gâh-i arkadaş
Yıllar çabuk geçti, eskidi kumaş
Yıpranmış, yorulmuş bir garip yolcu.
Her derde dayandı çınar ağacı
Köklerinden sarstı onu bu acı
Öyle bir yaraki yoktur ilacı
Dalları kırılmış bir garip yolcu.
Babaydı yuvayı koruyan, güden
Anaydı saçını süpürge eden
Onlar iki candı, ortak bir beden
Ortadan yarılmış bir garip yolcu.
Oydu hânesinin orta direği
Yoksul sofrasının balı, böreği
Acıyla kavruldu yaşlı yüreği
Kalbinden vurulmuş bir garip yolcu.
Yükü ağır geldi diz üstü çöktü
İçini çekerek gözyaşı döktü
Emir Hakk’tan dedi, boynunu büktü
Bulanmış, durulmuş bir garip yolcu.
Varlıkta yoklukta, dertte kederde
Birlikte yürümek vardı kader de
Yatarken yoldaşı bir kuru yerde
Taşına sarılmış bir garip yolcu....
Nûrfânî’m bir han da durur gideriz
Hayat ağacında kurur gideriz
Dökülür toprağa çürür gideriz
Her insan var olmuş bir garip yolcu.
Nuriye Akyol
18/10/2025
KALEM VE GÖNÜL ERBABINDAN:
Lâl gecede düşer bir yaprak başa,
Keder yükü taşır ah gönül arşa
Alsınlar üstünden hasretten taşa
Vuslata kurulmuş bir garip yolcu...
-------------Mesut Tütüncüler
Yolcuyuz ebed’e ahh bir anlasak
Son durak sadece bir nefes uzak
Olsa da yollarda bin türlü tuzak
Kaderi örülmüş bir gârip yolcu.
----------Ali Görgan
5.0
100% (31)