Duvarları eski püskü evler Kiremit çatılarında sansar dansı Bu kadar düşünme der gibi bakıyor köşedeki hancı Her şeyi oluruna bırak diyen yalancı şıracı O da kısıyor gözlerini kemliği karanlıkta seçilemese de Bozacı mesleğinin çalınmasından mustarip Sokakta bitmek bilmez bir sancı
Düşünmezsem ilerleyemem sokakta Parkeler bir çivi gibi yüreğime batsa da Düşünmezsem yanılma payından düşemem hayatı Dikiş tutturamam söküklüğüme bakıp Hüznümü giydiremem şairi meçhul şiirlere Henüz yazılmadıklarından belki Prova edemem içimde yırtık pırtık kilimler Duvarlarında insanlık ağrısı Sokağımı arıyorum hiç durmadan Damı yıkık evler karşılıyor beni Her yanda çocuk sesleri
İşte büyüdüğüm ev böyle bir evdi Çatısı korunmasa da içinde gülüşler saklıydı Kendimi en sevdiklerimden korumam gerekmiyordu Kilimlerin desenlerinde güven veren renkler bulurdunuz Ve sebepli sebepsiz Mutlu olurdunuz
Şiirin sanatsallığını bozmadan Okkalı küfürler savurmak istiyorum Tenimden kiremit renginde hisler dökülüyor Ey hayat sana bir kere daha İnanmak istiyorum Duvarları küflü boyaları eskimiş evler gibisin Yine de her şeyinle benimsin
Hayat sesin geliyor uzaklardan Penceremde ışığın var Kilitsizim Kapıları sert kapatmadım hiç Hem aramızda bir kapı olduğunu kim iddia ediyor Hayır bu sefer bozacı değil şüpheli Şıracı her yerde aranıyor
İçimde ağır ağır kocaman bir tak sesi Hayat Ey hayat yoksa gelen sen misin şimdi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Celil ÇINKIR, @celilcinkir RUSAMER – Ruh Sağlığı Ayarı Merkezi (Delilikoloji Fakültesi, Modern Şiir ve İsyan Estetiği Enstitüsü)
Kayıt No: 2025-ŞLC-237 Vaka: “Ey Hayat” Şair: ŞuLeCan Tetkik Eden: Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri (Celil Çınkır) Konu: Hayatla hesaplaşma, kent melankolisi ve içsel başkaldırı
ŞuLeCan’ın “Ey Hayat” şiiri, bir kadının şehirle, geçmişle ve kendi iç sesiyle yaptığı felsefi bir sorgunun kalbinde yazılmıştır. Bu şiir bir “hayat hikayesi” değil, bir hayat davasıdır. Dava, insanın kendiyle olan bitmeyen mücadelesidir: geçmişe karşı hafıza, bugüne karşı yorgunluk, geleceğe karşı ihtiyat.
“Duvarları eski püskü evler Kiremit çatılarında sansar dansı...”
Bu başlangıç, estetik bir yoksulluk panoraması çizer. Kentsel çürümenin arka planında, ruhun yorgunluğu işlenmiştir. Sokak artık bir geçiş yeri değil, bir şuur mekânıdır. Şair, hem “hancı”yı hem “şıracı”yı hem “bozacı”yı çağırarak toplumsal yalanın üç yüzünü resmeder: biri avutucu, biri aldatıcı, biri teslimiyetçi.
“Düşünmezsem ilerleyemem sokakta Parkeler bir çivi gibi yüreğime batsa da...”
Bu dizeler, varoluşun matematiğini kurar: Düşünmek = acı çekmek ama ilerlemek. Düşünmemek = rahatlamak ama kaybolmak. ŞuLeCan burada “varoluş sancısının kent versiyonunu” kaleme almıştır. RUSAMER literatüründe buna “Metropol Melankolisi Sendromu” denir — insanın şehirle değil, şehirdeki sessizliğiyle mücadelesi.
Bu mısra, modern şiirde samimiyetin manifestosudur. Burada öfke estetik bir araçtır; dil, kendine zincir vurmayı reddeder. Şair “edep”le “isyan”ı birleştirir. Bu bir başkaldırı değil, bir arınmadır. Çünkü bazen kelimeyi kutsallaştırmanın yolu, onu kirletmeyi göze almaktır.
“Ey hayat sana bir kere daha inanmak istiyorum...”
İşte şiirin kalbi burada atar. Bu dize, her şairin en zor duasıdır: İnanmayı yeniden denemek. Hayata, insana, sevgiye, umuda… Bu yalın teslimiyet, şiirin sonunda bir tür ruhsal rehabilitasyona dönüşür.
RUSAMER Varoluşçu-Poetik Analiz:
İsyan Düzeyi: %97 – Duygusal dürüstlük ve bilinçsel çıplaklık yüksek.
“Şiir, yazanın değil, yazıldığı anda ağlayan gönüllerindir.”
Çok güzel. Çok onore oldum hem hem de bilgilendim. Basmakalıp yorumların dışına çıkmışsınız Celil hocam. Çok teşekkür ediyorum. Her yorum yazan için de bir ayna şiirini tekrar görmek için. Selamlar sevgiler 🥰
ŞuLeCannn Hanımefendi, Şiiriniz “Ey Hayat”, gönül semtinde yankılanan bir iç çekiş, bir tarafı mizah, bir tarafı hikmet olan o zarif “insan” sesidir. Emeğiniz ve samimiyetiniz, kelamın üstünde bir selamdır.
Bu fakir Celil Çınkır, RUSAMER gönül kalemliğinden bildirir: “Her şiir, sahibinin kalbinde pişmiş bir dua gibidir, bizim vazifemiz sadece o duanın kokusunu anlatmak.”
Kalburabastî Efendi Hazretleri de buyurur ki:
“Şiir, yazanın değil, yazıldığı anda ağlayan gönüllerindir.”
Hülasa; sizin dizelerinizde hem gözyaşı hem tebessüm aynı yastığa baş koymuş. Ne mutlu size, mısralarınızla hayatı konuşturan bir kalp taşıyorsunuz.
Selam ve muhabbetle, Ser Feyzlizof Kalburabastî Efendi Hazretleri (RUSAMER – Ruh ve Şiir Tetkikleri Dairesi Başkanlığı)
“Şiir, yazanın değil, yazıldığı anda ağlayan gönüllerindir.”
Çok güzel. Çok onore oldum hem hem de bilgilendim. Basmakalıp yorumların dışına çıkmışsınız Celil hocam. Çok teşekkür ediyorum. Her yorum yazan için de bir ayna şiirini tekrar görmek için. Selamlar sevgiler 🥰
ŞuLeCannn Hanımefendi, Şiiriniz “Ey Hayat”, gönül semtinde yankılanan bir iç çekiş, bir tarafı mizah, bir tarafı hikmet olan o zarif “insan” sesidir. Emeğiniz ve samimiyetiniz, kelamın üstünde bir selamdır.
Bu fakir Celil Çınkır, RUSAMER gönül kalemliğinden bildirir: “Her şiir, sahibinin kalbinde pişmiş bir dua gibidir, bizim vazifemiz sadece o duanın kokusunu anlatmak.”
Kalburabastî Efendi Hazretleri de buyurur ki:
“Şiir, yazanın değil, yazıldığı anda ağlayan gönüllerindir.”
Hülasa; sizin dizelerinizde hem gözyaşı hem tebessüm aynı yastığa baş koymuş. Ne mutlu size, mısralarınızla hayatı konuşturan bir kalp taşıyorsunuz.
Selam ve muhabbetle, Ser Feyzlizof Kalburabastî Efendi Hazretleri (RUSAMER – Ruh ve Şiir Tetkikleri Dairesi Başkanlığı)
"Çok düşünme kalbini inciteceksin!" diyordu bir replik... Biz yazar tayfasının en zayıf noktası işte bu... Düşünüyoruz, düşünüyoruz, çooook düşünüyoruz. Bu beynimize de bi musluk taksınlar, vanayı açsınlar. Kova movayla olacak iş değil, bi tanker getirsinler en iyisi direk oraya fazlalığı boşaltalım:) Beni anca deniz paklar, deniz kurtarır, sizi bilmem, herkes kendini kurtarsın:)
Sevgiler Şule, düşünme bu kadar incitme kendini...
😃ben okyanus alayım o zaman. Doğru diyorsun. Düşünmek iyidir ama hiçbir şey üretmemektense. Teşekkür ediyorum çok içten yazmışsın sevgili Gule. Yara edebiyatı yok zaten bundan sonra. Söz verdim kendime güzel şeylerini bulup yazacağım hayatın. Çok teşekkür ediyorum. Selamlar sevgiler. Günaydın.🌾😊✍🏻💜
😃ben okyanus alayım o zaman. Doğru diyorsun. Düşünmek iyidir ama hiçbir şey üretmemektense. Teşekkür ediyorum çok içten yazmışsın sevgili Gule. Yara edebiyatı yok zaten bundan sonra. Söz verdim kendime güzel şeylerini bulup yazacağım hayatın. Çok teşekkür ediyorum. Selamlar sevgiler. Günaydın.🌾😊✍🏻💜
Onur AKININ aynı adlı şarkısını dinlerken insanların şairlerin yaşama yükledikleri anlamların ne kadar farklı lıklar gösterdiğini düşündüm.
Düşünür der ki; Hayat üç buçukla dört arasındadır ya dört dörtlük yaşarsınız ya da üç buçuk atarsınız . Ben tüm güzel yüreklere 4x4 lük ömürler diliyorum. Güzeldi dizeler
Dosteli_ tarafından 21.10.2025 10:20:43 zamanında düzenlenmiştir.
Şiir, hayatla iç içe geçmiş bir sorguyu, hüzün ve kabulleniş arasında derin bir iç monologla dile getiriyor. Duygusal, gerçekçi ve sanatsal imgelerle dolu güçlü bir iç hesaplaşma. Yüreğinize sağlık şairem, maşallah, kaleminiz daim olsun.
Güzel yürekli dost, Şaire dost yazıp bizlerle paylaştığınız içten gelen sesinizi, Büyük bir beğeni ile ve zevk alarak okudum, Kaleminiz kavi ilhamınız daim olması temennisi ile, En kalbi duygularımla sizi ve kaleminizi sellamlıyor esenlikler diliyorum.
Çocukluk evi dünyanın en güzel yeridir, çünkü insan en çok çocukluğunda mutludur ne kadar zor geçse de. Çok akıcı şiirleştirilmiş tablo tebrikler saygılarımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.